Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yaşlılık Üzerine

Marcus Tullius Cicero

Yaşlılık Üzerine Sözleri ve Alıntıları

Yaşlılık Üzerine sözleri ve alıntılarını, Yaşlılık Üzerine kitap alıntılarını, Yaşlılık Üzerine en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Çünkü ihtiyatsızlık hayatın baharına, ihtiyatsa hasat dönemine mahsus..."
"Zaten büyük işler öyle beden kuvvetiyle, faalliğiyle, çevikliğiyle yapılmaz; fikirle, iradeyle, hitabetle yapılır..."
Reklam
Bu da tesellimiz olsun:))
"Cocukluktan itibaren kültür, bilgi ve görgüyle dokunan bir hayat, insanın kişiliğini yaşlılığın tüm zorluklarını kolayca telafi edebileceği değerlerle donatır. Başka deyişle, başta felsefe olmak üzere özgür sanatların diğer dallarıyla yoğrulan bir zihnin hasadı yaşlılıkta tadına doyum olmayacak meyveler verirken, hor kullanılan bir zihnin ve hatta bedenin hasadı yaşlılığa ancak çürük düşünceler, pörsümüş ve takati kalmamış azalar bırakır..."
Çünkü insanın içinde iyi ve mutlu yaşamaya dair en ufak bir istek yoksa, her yaşı ona ağır gelir.
Sayfa 23 - Alfa Yayınları, 1. Basım, Şubat 2018Kitabı okudu
"Kaldı ki, ölümsüz olmayacaksak bile, gene de insan zamanı gelince hayatının son bulmasını istemeli. Çünkü doğada her şeyin bir sınırı var, yaşamanın da bir sınırı var. Yaşlılık, hayatın son perdesi; tıpkı bir tiyatro oyunundaki gibi. Doya doya da tadını çıkarmışsak, bizi bezdirmesinden sakınmamız gerek..."
İtibar, yaşlılığın tacıdır. ! Hatta Calatinus'a ithafen şöyle bir kitabe yazılmış: "Bütün halklar şahittir ki, burada yatan adam memleketinin en üstün şahsiyetidir..." Mezarına nakşedilmiş bu kaside pek meşhurdur..
Reklam
Aslaa! :)
"O halde böyle bir şanstan yararlanmak, biz ihtiyarların elinde; bu çağ herhangi bir uğraşımızı, özellikle de toprakla ilgili uğraşımızı yaşlılığımızın son gününe kadar sürdürmemize asla engel değil..."
Bir atasözünün de dediği gibi, ne de olsa benzerler benzerleriyle çok kolay kaynaşır.."
Yaa tıpkı ben:)
" Toprakla uğraşma bu yaş için en uygun ve bir o kadar da güzel bir faaliyettir. Toprağın bereketli doğasını, yarattığı ürünlerin gelişim sürecini bire bir gözlemlemenin, aşıdan tutun da budamaya kadar her işlemi bizzat yerinde deneyimlemenin, minicik bir tohumdan çimlenen ve boy atan bir buğday başağını izlemenin, envai çeşit ve güzellikte çiçeklerden yayılan rayihayı içine çekmenin, boy boy dizilen ağaçların oluşturduğu ulvi manzarayı seyretmenin verdiği haz, gençliğin tüm bedensel hazlarına değecek değerdedir.."
"Seçkin şahsiyetlerin namı onlar öldükten sonra da yürüyorsa, hatıralarını uzun süre yaşatalım diye bize emanet eden ruhları sayesindedir.."
Reklam
Ecelin vakti saati vardır...
"Ve "son' geldiğinde, geçip giden, geçip gitmiştir. Geriye kalan, sadece erdemli ve doğru davranışlarının sana kazandırdıklarıdır. Saatler, günler, aylar, yıllar akıp gider; geçmiş zaman asla geri döndürülmez ve ardından ne geleceği de bilinemez; ne kadar ömür biçilmişse insana, o kadarıyla yetinmek zorunda.."
Hem de nasıl bir sevinç, yaşayan bilir:)
Peki, asmaların nasıl dikildiğini, nasıl yeşerdiğini, nasıl büyüdüğünü anlatmama gerek var mı? Ama bilin ki, bu iş yaşlılığımın gençlik aşısı, neşesi; bana verdiği zevke doyamıyorum. Toprağın hayat verdiği bütün bitkilerin kendi özündeki bereketi, yani minik bir incir çekirdeğinden veya bir üzüm çekirdeğinden ya da herhangi bir ekinin, bir fidanın minicik tohumlarından o koskoca gövdelerin, dalların nasıl büyüdüğünü bir geçelim, sadece asma çeliklerini, fışkınları, aşıları, çit fidanlarını, daldırma çubuklarını düşünelim: Bütün bunlar hangi insanı kendine hayran bırakıp ruhunu se- vince boğmaz ki?.."
"Hayatın koşu pisti belli, doğanın yolu tek ve dönüşü yok; ömrün her çağına ayrı ayrı meziyetler bahşedilmiş: çocukluğa naiflik, gençliğe delifişeklik, orta yaşa ağırbaşlılık, yaşlılığa da olgunluk. Doğal olan, her birinin meyvesini dalındayken tatmak.."
"İnsanın içinde iyi ve mutlu yaşamaya dair en ufak bir istek yoksa, her yaşı ona ağır gelir..."
Özlemini çekmediğin şeyin yokluğunu da hissetmezsin.
Sayfa 69 - Alfa Basım
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.