Yürümek, özellikle mistik yürüyüşler veya hacıların seyahatlerinde amaçladıkları gibi ''birikimleri dağıtmanın'' muhtemel bir yoludur. Hacılar yeryüzünü adımlayarak, dünyevi bir eylemin içinden kutsal vazifelerini icra ederler. Yürüyüş onlar için yerin kutsanması demektir. Benlikte biriken ruhsal fazlalıklar da yol boyu boşalır; onunla bağlantılı, dünyayı belli şekillerde anlamaya hizmet eden adlar, sıfatlar, simgeler, basit bir fiil olarak yürümek eylemi sırasında geçersizleşir. Yavaşça yürüyene açılan bir manzarayı tasvir etmek için yeni dil unsurları gereklidir.
Bir filozof huzuru rahatça arayamaz. Durmayı oluşun bir parçası gibi tanımak, durmanın, varlığın tam kalbinde olduğunu düşünmek durumundadır. ... Düşünce bu sayede yokluğa da varlıktan pay verir.