Yavaşlık felsefesi, hızlanmış varlıklar ve olaylar arasında yavaşlamanın olanakları üzerine düşünmenin bir yoludur. Bireyin ruhsal, bedensel dinginliğini sağlamanın yanında, daralan bir gezegende diğer canlılara yer açmak için durmayı bilmektir. Modern düşüncenin, sanatın önerdiği gibi trajik, romantik veya avangard öznenin dolaysız fiillerine ara verip, dolaylı eylemlerin imkânlarını araştırmaktır. Yavaşlığın öznesi, hızlanmasına sebep olan etkenlerle ilişkisini yeniden düzenlemeye çalışır. Yavaşlık, yeniden terbiye edilen, yönü ve meyli değiştirilen bir iradenin üretimidir.
Yürümek, özellikle mistik yürüyüşler veya hacıların seyahatlerinde amaçladıkları gibi ''birikimleri dağıtmanın'' muhtemel bir yoludur. Hacılar yeryüzünü adımlayarak, dünyevi bir eylemin içinden kutsal vazifelerini icra ederler. Yürüyüş onlar için yerin kutsanması demektir. Benlikte biriken ruhsal fazlalıklar da yol boyu boşalır; onunla bağlantılı, dünyayı belli şekillerde anlamaya hizmet eden adlar, sıfatlar, simgeler, basit bir fiil olarak yürümek eylemi sırasında geçersizleşir. Yavaşça yürüyene açılan bir manzarayı tasvir etmek için yeni dil unsurları gereklidir.
Bir filozof huzuru rahatça arayamaz. Durmayı oluşun bir parçası gibi tanımak, durmanın, varlığın tam kalbinde olduğunu düşünmek durumundadır. ... Düşünce bu sayede yokluğa da varlıktan pay verir.