Yaz Sohbetleri
Hilmi YavuzYaz Sohbetleri Gönderileri
Yaz Sohbetleri kitaplarını, Yaz Sohbetleri sözleri ve alıntılarını, Yaz Sohbetleri yazarlarını, Yaz Sohbetleri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Musiki, her şeyden önce musiki” Verlaine
H.Y: Ömer’in güzel bir tespiti vardır, benim küçük oğlumun “Babam sabahları caz dinler, akşamları hicaz,” diye.
E.Y: Pek caz dinleyeceğinize ihtimal vermedim.
A.A: Hoca caz dinler.
H.Y: Sevdiğim bazı parçalar var.
A.A: Mesela kimler?
H.Y: Eskilerden söz edeceğim. Louis Armstrong, Nat King Cole, Frank Sinatra, Dean Martin, bunları çok dinlemişimdir. Daha sonra İngiltere’de olduğumda dinlediklerim; Beatles, Simon and Garfunkel mesela. “Are you going to Scarborough Fair” diye bir şarkıları vardır onların. “Hey, Mr. Tambourine man” mesela. Bunlar çok sevdiğim şarkılar…
Sayfa 155 - TimaşKitabı okudu
H.Y: Mozart’ın Don Giovanni operasında Don Giovanni’nin yani Don Juan’ın uşağı Leporello, efendisinin baştan çıkardığı kadınların hangi ülkelerden ve kaç tane olduğunu sayar. 1003 kadını baştan çıkarmıştır ve bunların arasında eğer yanılmıyorsan 60 kadar da Türk vardır. Burada ne kadar çok kadını baştan çıkarırsa o kadar iyi âşık kimliği edinilebileceği düşünülmektedir. Bir de Faust’u örnek veriyor. Faust bütün hayatını tek bir kadına adamıştır. Orada ise nitelik söz konusudur. (…) Faust tamamen orta çağ feodalitesi âşık tipini temsil eder, çünkü orada nitelik söz konusudur. Bunun Marksist bir açıklaması da var: Kullanım değeri. Kullanım değeri, niteliği; değişim değeri ise niceliği öne çıkarır. Değişim değerinin hâkim oluşu tamamen kapitalizme özgü bir şeydir diyor Marx. Orada artık başat olan kullanım değeri değildir. Nicelik. Cruickshank diyor ki Faust iktisadi anlamda kullanım değerinin hâkim olduğu feodal toplum âşığının örneğidir. Buna karşılık Don Juan’sa daha çok kapitalist toplum âşığının örneği.
Sayfa 136 - TimaşKitabı okudu
Divan şiiri ancak tasavvufi bir bağlamı varsa Platoncu sayılabilir.
Sayfa 124 - TimaşKitabı okudu
“Nurullah Ataç’ın metinlerine Aristo mantığıyla bakılırsa çelişki bulunabilir. Ama Aristotales mantığının dışında Blanchot’nun parçalı düşünce dediği perspektiften bakarsak iki farklı şey görürüz. Dolayısıyla parçalı düşünce, bölmeli kafalılık’taki olumsuzlayıcılığı, çelişkiyi, değersizleştiriciliği kaldırıyor.”
Sayfa 115 - TimaşKitabı okudu
“Şeyler tek başına ‘olgu’ olamaz. Wittgenstein’dan öğrendiğimiz bu! Dolayısıyla dünya havada duran objelerden oluşan bir şey değil. Dünyanın nesnelerden değil, olgulardan oluştuğunu söylemek bence çok önemli filozofik bir kopmadır. Şimdi, bunu şiire nasıl taşıyabiliriz? Dünya olgularla inşa edildiğine göre şiirin de olgularla inşa edildiğini söylemek mümkündür. Tek tek objelerin sıralandığı bir şiir olamaz. Bunu yapanlar oldu ama…”
Sayfa 28 - TimaşKitabı okudu
“Halikarnassos’un bir doluluk, imgesel bir doluluk olduğunu söylüyorum ben. Bu doluluğun bir anlamda tensellik olduğunu da…” Hilmi Yavuz
Sayfa 7 - TimaşKitabı okudu