Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yazının Sınırları

Tahsin Yücel

Yazının Sınırları Gönderileri

Yazının Sınırları kitaplarını, Yazının Sınırları sözleri ve alıntılarını, Yazının Sınırları yazarlarını, Yazının Sınırları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
öyle düşledim ki seni, öyle dolaştım, öyle konuştum, öyle sevdim ki gölgeni, hiç bir şey kalmadı senden. bana da gölegeler içinde gölge, gölgeden yüz kez daha gölge olmak kaldı, güneşli yaşamında senin gidip gidip gelecek bir gölge. -Desnos-
176 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Yazının Sınırları
Deneme okumayı ve Tahsin Yücel'in yazım dilini seviyorum. Kitap yazın üzerine çeşitli tarihlerde dergilerde yayımlanan denemelerde oluşuyor. Kimi denemeleri akademik bir dille, ortalama okurun bilgi seviyesinin üzerindeyse de okunmaya değer bir kitap. Özellikle "Pülümürün Yaşsız Kadını" adlı şiir çözümlemesi çok güzel ve yararlı.
Yazının Sınırları
Yazının SınırlarıTahsin Yücel · Yapı Kredi Yayınları · 201921 okunma
Reklam
Dil ve Anlatı
... Dil yazının aracı değil, ereğidir, temel sorunsalıdır. "Anlatmaya" başlamak, aynı zamanda bu sorunsalı çözüm aramaya başlamaktır.
Tüm bunlar Roland Barthes'in başarısızlığını mı gösterir? Hayır, tam tersine, türlü görünüşler altında, "yazı"sını belirleyen temel türün bir gereği olarak hiçbir zaman konusunu tüketmek savında bulunmayan bir yazar olmakla kalmayıp onun tükenmezliğini de kanıtlayan, gerçek bir denemeci olduğunu gösterir. Başlıca öğreticiliği, başlıca üstünlüğü de, en büyük denemecide olduğu gibi, nesnede öznenin tümlüğü yönünde harcadığı, bitmez, tükenmez çabadır belki. Böylece, bir yandan dünyayı kavrama çabalarımızın sınırlılığını gösterirken, bir yandan da Balzac'ın şu güzel sözünü düşündürten, işsiz bir alçakgönüllülük dersi verir bize: "Hâlâ nereye gittiğimizi bilmesek bile, yolculuğun yorgunluklarını çok iyi tanıyoruz."
Sayfa 125Kitabı okudu
Ama burada bir başka çelişki daha yatıyor: Kemal Tahir, onun arkasından da Hilmi Yavuz, bir yandan bizim toplum ve yazınımızın Batı toplumlarına, Batı yazınlarına karşıtlığını bir kesinlik olarak öne sürerken, bir yandan da, üstü kapalı bir biçimde, Batı yazınlarını ve Batı toplumlarını birer örnek olarak benimsiyor, böylece, sanki ilkel bir toplummuşuz gibi, ulusumuzu "çağdaş uygarlık düzeyine yükseltmek"ten sözedenle- [s. 49] rin aşağılık duygusunu başka bir kılıf içinde dile getiriyorlar. [s. 50]
Bu nedenle, 1950'lerden bu yana yayımlanmış "gerçekçi" öykü ve romanları şöyle bir gözden geçirdiğimiz zaman, düşünsel açıdan olsun, gözlemsel açıdan olsun, Makal'ın daha on yedi, on sekiz yaşlarında, üstelik kendine özgü bir deyiş ve kurgu içinde söylediklerinden öte bir şey bulmamız oldukça zordur bunlarda.
Sayfa 40 - "Bu nedenle"den öncesi ne olursa olsun oldukça iddialı...Kitabı okudu
Reklam
Kısacası, bir yazın adamı için, yalnızca gerçeği yansıtmanın değil, gerçeği bulmanın yolu da yazma sürecinden geçer Proust'a göre, gerçek, hiç değilse en iyi örneklerinde, öncelikle yazma sürecinde belirlenmeye başladığına göre de yazın gerçeğinin önceden verilmiş gerçekle aynı şey olduğunu kesinlemek zordur. "Her şey önceden, yapıttan önce varolan düşüncede bulunsaydı, sanatçının daha fazlasını bilmek için yapıta ne gereksinimi olacaktı? Ama gizine anlam ve biçim vermeden nasıl bilebilirdi bunu?" derken, Jean Rousset de aynı düşünceyi vurgular, yani yazınsal gerçeğin yapıtla başlayıp yapıtla oluştuğunu.
Çağdaş şiirse, hiç değilse Ölümsüzlük Ardında Gılgamış'ta belirdiği biçemiyle, eskili güncelleştirip yerseli evrenselleştirerek, gelmişi ve geçmişiyle, bugünü ve yarınıyla, tüm insanlığa ve tüm doğaya bağlı olduğumuzu söyler.
Sayfa 202Kitabı okudu
Yetişim ya da yetiştirim sürecinin kişinin kendi kendine yolculuğu olarak tanımlandığı ve bu yolculuğun sonunda tamamlandığı söylenebilir. Kahraman, altı ay bir güz" süresince, gece gündüz ilerlemesine karşın, "bir arpa boyu" bir yol gitmesi de bundandır kuşkusuz, ne yana yönelirse yönelsin, hep kendi kendine, kendi kimliğine, kendi benliğine doğru yol aldığı içindir.
Bir yazın adamı için, yalnızca gerçeği yansıtmanın değil, gerçeği bulmanın yolu da yazma sürecinden geçer Proust'a göre, gerçek, hiç değilse en iyi örneklerinde, öncelikle yazma sürecinde belirlenmeye başladığına göre de yazın gerçeğinin önceden verilmiş gerçekle aynı şey olduğunu kesinlemek zordur. "Her şey önceden, yapıttan önce varolan düşüncede bulunsaydı, sanatçının daha fazlasını bilmek için yapıta ne gereksinimi olacaktı? Ama gizine anlam ve biçim vermeden nasıl bilebilirdi bunu?" derken, Jean Rousset de aynı düşünceyi vurgular, yani yazınsal gerçeğin yapıtla başlayıp yapıtla oluştuğunu.
49 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.