Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Türk Modeli

Yeni İslâmî Burjuvazi

Dilek Yankaya

Yeni İslâmî Burjuvazi Sözleri ve Alıntıları

Yeni İslâmî Burjuvazi sözleri ve alıntılarını, Yeni İslâmî Burjuvazi kitap alıntılarını, Yeni İslâmî Burjuvazi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
MÜSİAD Avrupa ile ekonomik entegrasyona alternatif olarak Pamuk Birliği'ni öne sürüyordu. Pamuk Birliği, pamuk tanını ve sanayisi alanında "Balkanlar'dan Orta Asya'ya Türkçe konuşulan ve Müslüman ülkelerle ebedi dini ve milli ilişkilere dayalı köklü bir entegrasyon" amacıyla Pakistan, Özbekistan, Türkmenistan ve Türkiye arasında kurulacak bir işbirliği yapılanmasıydı. KOBİ'lerin rekabet gücüne sahip olacağı bu alternatif pazar, İslami kardeşlik söylemiyle çevrelenmişti. Söz konusu proje İslami yakınlıklara vurgu yapan RP tarafından da ateşli biçimde destekleniyordu.
Sayfa 129 - iletişim yayınları, ikinci baskı, 2014, istanbul
Burjuva grupları, burjuvazinin oluşturduğu alan (Bourdieu'cü anlamda champ) içinde ortaya çıkarlar ve birbirleriyle rekabete girerek etkileşim ve rekabet içinde bulunur ve sahip oldukları sermayenin hacmi ve yapısı ile bu iki unsurun zaman içindeki evrimi uyarınca birbirlerinden ayrışırlar.
Sayfa 20 - iletişim yayınları, ikinci baskı, 2014, istanbul
Reklam
Özal dönemi
Söz konusu dönemin ayırt edici özelliği, Cumhuriyet tarihinde ilk defa burjuva ideolojisinin ekonomik ve toplumsal yaşam üzerinde egemenlik kurmuş olmasıydı. Bu egemenliğe liberalizmi, özelleştirmeyi, bürokrasinin tasfiyesini, popüler kültürü ve tüketimciliği yücelten pragmatik yeni bir retorik eşlik etti.
Yeni İslam ahlakı ile püritenlik arasında bir analoji kurulacaksa, bunu piyasa dinamikleri ile İslam'ın yeni temsilleri arasındaki seçmeci yakınlıklardan yola çıkarak yapmak daha ikna edici olacaktır. İslam gitgide Müslümanların tüketim toplumuna entegrasyonunun ana izleği haline geliyor: İslami temsiller pazarlanabilir ve tüketilebilir biçimler alarak esnek piyasa koşullarına ve toplumsal değişim eğilimlerine uyarlanıyor. İslam'ın totaliter siyasi tanımlamaları zayıflıyor ve din kişisel projeler, başarılar ve sosyo ekonomik yükselme gibi konularda, girişimcinin benimsediği ahlak anlayışına ilham veren bir kaynağa dönüşüyor. Böylece, "siyasal anlamda etkisizleştirilmiş ve toplumsal anlamda burjuvalaşmış yeni dinsellikler" İslami dindarlığın piyasa mekanizmalarıyla bütünleşmesini gözler önüne sermeye başlıyor.
Sayfa 34 - iletişim yayınları, ikinci baskı, 2014, istanbul
Özgüven ve mesleki hedeflere sahip olmak, çalışma yaşamında başarı için harekete geçirilecek psikolojik sermayeyi oluşturur. Bu sermaye girişimciyi, iş yapmaya ve faaliyet alanını genişletmeye daha hevesli kılar.
Sayfa 153Kitabı okudu
Konya'da 23 Temmuz 1980 tarihinde bir miting düzenlenmişti: Türkiye'deki Müslüman ülke büyükelçilerinin de katıldığı, İsrail devletinin Kudüs'ü ebedi başkent ilan etmesine karşı bir "Kudüs mitingi"ydi bu. Militanlar İstiklal Marşı'nı yuhalamış, "Kelime-i Şehadet" getirmiş, alkol satan dükkanları yağmalamış ve "Dinsiz devlet yıkılacak! " sloganları atmıştı. Ülkedeki istikrarsızlık ortamına eklenen bu olay askeri müdahalenin daha ivedilikle gündeme gelmesinin önünü açmıştı. Necmettin Erbakan ve MSP'nin diğer sorumluları gibi MSP'ye (Milli Selamet Partisi), MTTB'ye (Milli Türk Talebe Birliği) ve MTTB'den kopmuş küçük bir grup olan Akıncılar'a angaje olmuş genç militanlar da yargılanmıştı.
Sayfa 70 - iletişim yayınları, ikinci baskı, 2014, istanbul
Reklam
Nereden nereye...
Bu, İslami bir burjuvazi, çünkü İslamileşmiş bir tüketim ile kendini ortaya koyuyor: pahalı markaların eşarplarıyla örtünen ve 4x4 otomobiller kullanan kadınlar, tesettür defileleri, lüks villaların Osmanlı ya da Mekke esintileri taşıyan iç dekorasyonları, sahillerinde haremlik-selamlık uygulamalarının deniz banyolarını meşrulaştırdığı beş yıldızlı tatil köyleri bu görünürlüğün en çok ses getiren unsurları.
Dini inançla, ekonomik amaç iç içe geçmiştir.
MÜSİAD'ın kurucuları ve yetkilileri bir "etkin azınlık" olarak düşünülebilir: Bu kişiler, İslami Burjuvazinin cemiyet seçkinleri ve bu çıkar grubunun oluşmasında öncü aktörlerdir.
Çakallar
İslami sermayeye dayanan ilk iki banka, Al Baraka Türk ve Faysal Finans, Suudi sermayesiyle biri Nakşibendi diğeri Nurcu kaynaklarının işbirliğinin ürünü olarak 1985 yılında kurulmuştu.
45 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.