Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Alacakaranlık Efsanesi #2

Yeniay

Stephenie Meyer

Yeniay Sözleri ve Alıntıları

Yeniay sözleri ve alıntılarını, Yeniay kitap alıntılarını, Yeniay en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
''O şarkıcılarla ilgili olan konuşma da neydi?'' diye sordu Alice bir an. ''La tua cantante,'' dedi Edward. Sesi melodik çıkmıştı. ''Evet o,'' dedi Alice. Ben de merak etmiştim. Edward'ın omzunu silktiğini hissettim. ''Bella'nın bana gelen kokusu gibi, o şekilde kokan birisine taktıkları bir isim var. Ona benim şarkıcım diyorlar çünkü onun kanı benim için şarkı söylüyor.''
Soluğunun balını çeken ölümün gücü, yetmemiş güzelliğini almaya... Romeo & Juliet
Reklam
''Yalnız bir dakika! Sen reşit misin? Doğum günün ne zaman?'' ''Kaçırdın,'' diyerek beni kızdırdı. ''On altı oldum.'' ''Doğum günün için kusura bakma.'' ''Merak etme. Ben de seninkini kaçırdım. Kaç oldun, kırk mı?
"Ne yapıyorsun?" Jacob, Charlie'nin ön bahçesindeki ladin ağacının tepesinde asılı duruyordu. Ağırlığı ağacı eğmişti ve sallanıyordu. Ayakları yerden on metre kadar yüksekte sallanıyordu. Ağacın tepesindeki ince dallar, rendeleniyormuş gibi sesler çıkartıyordu. "Sana verdiğim sözü tutmaya çalışıyorum." Islak ve bulanık gözlerimi kırpıştırdım, rüya gördüğüme emindim. "Bana ne zaman Charlie'nin ağacının tepesinden düşüp ölmek için söz verdin?"
Birdenbire midem bulanmaya başladı. Yanlış anladığımı fark ettim. ”Biz derken?” Sesim fısıltıyla çıkmıştı. ”Ben ve ailemi kastetmiştim.” Anlamaya çalışıyordum. Sabırsızlıkla bekledi. Ancak birkaç dakika geçtikten sonra konuşabildim. ''Tamam,''dedim. ''Ben de seninle geleceğim.'' ''Gelemezsin Bella. Gittiğimiz yer... Sana uygun bir yer değil.'' ''Senin olduğun her yer bana uygundur.'' ''Ben sana göre değilim, Bella.'' ''Saçmalama.'' kızgın konuşmaya çalışsam da sesim yalvarır gibi çıkmıştı. ''Sen hayatımın en mükemmel parçasısın.'' ''Benim dünyamda sana yer yok,'' dedi acımasızca.
Cennetteydim, cehennemin ortasında bir cennet.
Reklam
hatırlamanın yasak, unutmanın korkunç olduğu, zor bir çizgide yürüyordum.
Çok garipti, ikimizin de ölümcül bir tehlike içerisinde olduğumuzun farkındaydım. Yine de kendimi iyi hissediyordum. Kalbim yerinden fırlayacak kadar hızlı atıyor, kanım damarlarımda sıcacık akıyordu. Ciğerlerim Edward'ın teninden gelen tatlı mayhoş bir kokuyla dolmuştu. Sanki göğsümde hiç delik olmamıştı. Harika hissediyordum, iyileşmemiştim ama sanki hiç yaralanmamış gibiydim.
"Umarım yarın ayıyı görürüz. Bugün görmediğimiz için biraz hayal kırıklığına uğradım." "Ben de," diye sadistçe ona katıldım. "Belki yarın biraz daha şanslı oluruz ve bir şeyler bizi yer!" "Ayılar insan yemezler. O kadar leziz değiliz," dedi ve karanlıkta bana gülümsedi. "Tabii sen bir istisnasın. İddiasına varım ki sen lezzetlisindir." "Çok teşekkür ederim," dedim uzaklara bakarak. Bunu bana söyleyen ilk kişi o değildi.
Jacob gerçekten de on altı yaşından büyük gösteriyordu. Kırk da değildi ama benden büyük gösterdiği kesindi. Quil kadar kaslı değildi, hatta bir iskelet gibiydi. Uzun ve sırım gibiydi. Teninin rengi o kadar güzeldi ki, kıskanmıştım. Jacob onu incelediğimi fark etti. ''Ne?'' diye sordu utanmış bir halde. ''Bir şey yok. Daha önce fark etmemiştim. Ne kadar güzel olduğunun farkında mısın?' Kelimeler ağzımdan çıkar çıkmaz, beni yanlış anlamasından korktum. Ama Jacob gözlerini devirdi. ''Kafanı oldukça hızlı vurdun değil mi?'' ''Ciddiyim.'' ''Tamam, teşekkürler o zaman. Biraz farkındayım.'' Kıkırdadım. ''Bir şey değil.''
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.