Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Alacakaranlık Efsanesi #2

Yeniay

Stephenie Meyer

Yeniay Sözleri ve Alıntıları

Yeniay sözleri ve alıntılarını, Yeniay kitap alıntılarını, Yeniay en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"O zaman bir yıl," dedim. "Bu benim sınırım." "En azından iki yıl ver." "Hiç şansın yok. On dokuzum da yaparım ama kesinlikle yirmiye kadar dayanamam. Eğer sonsuza kadar geç olacaksan, ben de olacağım." Bir dakika kadar düşündü. "Tamam. Zaman sınırlarını unut. Eğer benim seni değiştirmemi istiyorsan, o zaman tek bir şartı yerine getirmen yeterli." "Şart mı? Ne şartı?" Gözleri dikkatliydi ve yavaşça konuştu. "Önce benimle evlen." Ona baktım, bekliyordum... "Evet. Can alıcı nokta ne?" İçini çekti. "Egomu zedeliyorsun, Bella. Sana evlenme teklifi ettim, bunun şaka olduğunu mu düşünüyorsun?" "Edward lütfen ciddi ol." "Ben yüzde yüz ciddiyim." Bana bakan yüzünde şaka yapar gibi bir hal yoktu. "Ah hadi, daha sadece on sekiz yaşındayım." "Tamam, ben de yaklaşık olarak yüz on yaşımdayım. Artık kendime çeki düzen verme vaktim geldi."
kendimi o korkunç kâbuslardan birinin içinde, kapana kısılmış gibi hissediyorum. hani koşarsınız, ama yine de vücudunuzun yeteri kadar hızlı gitmesini sağlayamazsınız.
Reklam
Zaman geçiyor. İmkansız göründüğü zaman bile. Hatta saatin tik tak edişi insanın canını acıtsa da. Yavaş yavaş geçiyordu saniyeler. Yalpalayarak ve sessizliklerin içinde sürünerek. Ama bir şekilde geçiyordu. Benim için bile.
Birdenbire midem bulanmaya başladı. Yanlış anladığımı fark ettim. ”Biz derken?” Sesim fısıltıyla çıkmıştı. ”Ben ve ailemi kastetmiştim.” Anlamaya çalışıyordum. Sabırsızlıkla bekledi. Ancak birkaç dakika geçtikten sonra konuşabildim. ''Tamam,''dedim. ''Ben de seninle geleceğim.'' ''Gelemezsin Bella. Gittiğimiz yer... Sana uygun bir yer değil.'' ''Senin olduğun her yer bana uygundur.'' ''Ben sana göre değilim, Bella.'' ''Saçmalama.'' kızgın konuşmaya çalışsam da sesim yalvarır gibi çıkmıştı. ''Sen hayatımın en mükemmel parçasısın.'' ''Benim dünyamda sana yer yok,'' dedi acımasızca.
''Benim için bir iyilik yapmanı isteyeceğim, tabii senin için sakıncası yoksa,'' dedi. Birdenbire, yüzünden bir tepki kıpırtısı gelip geçince yüzümde ne gördüğünü merak ettim. Fakat ne olduğunu anlamadan yüzüne tekrar aynı sakin maskeyi taktı. ''Ne istersen,'' dedim, sesim gücünü yitiriyordu. Ne söyleyecek diye onu izlerken donmuş gözlerinin erimeye başladığını gördüm. Gözlerime bakarken gittikçe eriyordu. ''Sakın aptalca ve tehlikeli bir şey yapma,'' diye emretti. ''Ne dediğimi anlıyor musun?'' Başımı salladım. Gözleri tekrar donuklaştı. ''Charlie'yi düşünüyorum. Sana ihtiyacı var. Onun için kendine dikkat etmelisin.'' Başımı tekrar salladım. ''Edeceğim,'' diye fısıldadım. Biraz rahatlamış gibi görünüyordu. ''Ve buna karşılık olarak bende sana bir söz vereceğim,'' dedi. ''Sana söz veriyorum ki bu beni son görüşün olacak. Geri gelmeyeceğim. Seni bir daha böyle bir duruma sokmayacağım. Hayatına bundan sonra bensiz devam edeceksin. Sanki hiç varolmamışım gibi.''
''O şarkıcılarla ilgili olan konuşma da neydi?'' diye sordu Alice bir an. ''La tua cantante,'' dedi Edward. Sesi melodik çıkmıştı. ''Evet o,'' dedi Alice. Ben de merak etmiştim. Edward'ın omzunu silktiğini hissettim. ''Bella'nın bana gelen kokusu gibi, o şekilde kokan birisine taktıkları bir isim var. Ona benim şarkıcım diyorlar çünkü onun kanı benim için şarkı söylüyor.''
Reklam
Cennetteydim, cehennemin ortasında bir cennet.
Jacob gerçekten de on altı yaşından büyük gösteriyordu. Kırk da değildi ama benden büyük gösterdiği kesindi. Quil kadar kaslı değildi, hatta bir iskelet gibiydi. Uzun ve sırım gibiydi. Teninin rengi o kadar güzeldi ki, kıskanmıştım. Jacob onu incelediğimi fark etti. ''Ne?'' diye sordu utanmış bir halde. ''Bir şey yok. Daha önce fark etmemiştim. Ne kadar güzel olduğunun farkında mısın?' Kelimeler ağzımdan çıkar çıkmaz, beni yanlış anlamasından korktum. Ama Jacob gözlerini devirdi. ''Kafanı oldukça hızlı vurdun değil mi?'' ''Ciddiyim.'' ''Tamam, teşekkürler o zaman. Biraz farkındayım.'' Kıkırdadım. ''Bir şey değil.''
Senden önce hayatım tıpkı aysız bir gece gibiydi. Çok karanlık; ama yıldızlar vardı, sebepler... Ve sen, gökyüzüme bir meteor gibi girdin. Parlaklık vardı, güzellik. Sen gittiğinde ve meteor ufka düştüğünde, her şey simsiyah oldu. Hiçbir şey değişmedi ama gözlerim ışık yüzünden kör olmuştu. Yıldızları da göremiyordum. Ve artık hiçbir şeyin anlamı yoktu.
Jacob sadece mutlu ve mutluluğu etrafına yaymayı becerebilen bir insandı. Yanında kim varsa, mutluluğu o kişiye de bulaştırıyordu. Aynı güneş gibi, çekim alanına giren herkesi ısıtıyordu. Doğaldı ve bu ruh hali de kişiliğinin bir parçasıydı. Bu yüzden de onu bu kadar görmek istemem tuhaf değildi.
Reklam
''Baktığım her yerde onun yokluğunu görüyorum.''
Tek bildiğim, sevginin bazı insanların gücünü bitirebildiğiydi. Tamir edilemeyecek kadar çok kırılmıştım.
Tamir edilemeyecek kadar çok kırılmıştım
Jacob, benim için, sanki Tanrı tarafından gönderilmiş bir hediyeydi.
Seni istemediğimi söylemek hayatımda işlediğim en büyük günahtı.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.