Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kanuni ve Dönemi

Yenilmez Türk

Nicolae Jorga

Yenilmez Türk Gönderileri

Yenilmez Türk kitaplarını, Yenilmez Türk sözleri ve alıntılarını, Yenilmez Türk yazarlarını, Yenilmez Türk yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Asya'da Sultan Süleyman'ın meydan okuyabileceği hiçbir rakibi, elde etmek isteyeceği yeni hiçbir toprak yoktu.
Her yerde adını andıkları Allah'a inanan dindar bir halk ve tanrının onlara neredeyse her zaman Zafer bahşettiği ve hiçbir zaman yarı yolda bırakmadığı savaşçılar olarak Türkler uzun ve Zorlu tecrübelerden sonra kendilerini haklı olarak savaş için yaratılmış görüyorlardı.
Reklam
Neticede Kanuni Sultan Süleyman o dönemin hükümdarlarının gözlerine artık kısa bir süre sonra Anadolu'ya geri gönderilecek bir eşkıya reisi gibi değil devasa büyüklükte Bir imparatorluğun eşsiz bir hükümdarı ve ister savaşlarda ister sivil hayatta gerek cesareti gerekse disiplini sadakati dindarlığı ve sessiz sadeliği ile öne çıkan dünyanın en Muzaffer ordusunun lideri gibi görünüyordu.
Bütün bu ihtişam böylelikle sayısal üstünlük ve güç disiplin bireysel yiğitlik padişaha sadakat İslam'a bağlılık ve hayatı hiçe sayma ile birleşiyor ve 1529 ve 1532 yıllarında olduğu gibi hedeflere her zaman tam manasıyla ulaşılmasa da bu orduyu dünyanın en iyi ordusu ve Kanuni Sultan Süleyman'ın devletini ordusu ile birlikte yenilmez bir imparatorluk haline getiriyordu.
Barış zamanlarında, ateşkes süresi boyunca ve ziyaretlerde Osmanlıların komşulukları oldukça iyi idi.
Türkleri papadan sonra ikinci bir "Deccal" olarak gören Protestan lideri Luther'in tüm uyarılarına ve kehanetlerine rağmen, Almanya'daki Protestanlar, dinî özgürlüklerini kısa bir süre sonra kaybetmemek için Sultan Süleyman'a Alman Kayser'in komşusu olarak ihtiyaç duyuyorlardı.
Sayfa 385 - yeditepeKitabı okudu
Reklam
Korkunun ecele faydası olmadığı için mağlubiyetten de çekinmiyorlardı.
Her yıl baharda yeni bir savaş başlatmaya hazırdılar.
Allah’a inanan dindar bir halk ve Tanrının onlara neredeyse her zaman zafer bahşettiği ve hiçbir zaman yarı yolda bırakmadığı savaşçılar olarak Türkler, uzun ve zorlu tecrübelerden sonra, kendilerini haklı olarak savaş için yaratılmış görüyorlardı.
Barış zamanlarında, ateşkes süresi boyunca ve ziyaretlerde Osmanlıların komşulukları oldukça iyi idi.
Reklam
"İnsaflı olmayı ve sadaka vermeyi görev hâline getiren İslâm dininin derinliği ve içtenliği genelde dikkate şayandı.."
Eski Osmanlı soyunun çelebisi olarak, sınırsız bir güce sahip olmanın verdiği bilinçle hırsını körükleyen dünyaya soğuk ve biraz da yorgun gözlerle bakıyordu.
“Rüstem Paşa’nın bir diğer sözü şöyledir: ”Kralların duyguları ayna gibidir, üzerine üflersen buğulanır”
Sayfa 412Kitabı okudu
“Halk, 16. yüzyılın başlarında oldukça mütevazı şartlar altında yaşıyordu. Duvarları isli ahşap evlerde çok az eşya vardı: Ağaç veya taştan oturma yerleri, geleneksel divânların yanında bir yenilik olarak görülüyordu ve evin tek süsü, kilimleri idi.”
Sayfa 204Kitabı okudu
57 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.