Yeraltından Notlar

Fyodor Dostoyevski

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Baylar, size yemin ederim, her şeyi tamamen anlamak bir hastalıktır, hem de kelimenin tam anlamıyla, gerçek bir hastalıktır.
Sayfa 13 - Everest Yayınları
Bağıra bağıra söylemek isterim bazılarına...
Bu ne arsızlık, bu ne kendini bilmezlik! dersiniz belki de kibirle başınızı sallayarak. Yaşamaya açsınız, ama hastalıklı bir mantıkla yaşamın sorunlarını yargılıyorsunuz. Hem ısrarla pervasızca caka satıyor, hem de korkuyorsunuz! Saçmalamaktan büyük keyif alıyorsunuz, ama işi küstahlığa vurunca, o sonsuz korkunuz yüzünden af dilemeye başlıyorsunuz. Bir yandan bize yaltaklanırken, bir yandan da hiçbir şeyden korkmadığınıza inandırmaya çalışıyorsunuz. Dişlerinizi gıcırdattığınıza inandırmaya çalışırken, bizi güldürmek için nükteler yapıyorsunuz. Nüktelerinizin hiç de zekice olmadığını biliyorsunuz, ama edebi değerlerinden gayet hoşnutsunuz anlaşılan. Belki gerçekten acı çektiniz, ama kendi acılarınıza dahi zerrece saygi duymuyorsunuz. Söylediklerinizde doğruluk payı var ama sizde ahlak eksik boş bir kibir yüzünden gerçeğinizi utanç verici, orta malı bir şeymiş gibi gözler önüne seriyorsunuz... Gerçekten de bir şeyler söylemek istiyorsunuz ama korkudan son sözleriniz çıkmıyor ağzınızdan, çünkü açık konuşacak kadar kararlı değilsiniz, yüreksiz bir küstahlık sizinki. Anlayışınızla övünüyorsunuz ama yalnızca bocalıyorsunuz, çünkü kafanız çalışsa bile ahlaksızlık yüreğinizi karartmış, yürek temiz olmadan da hiçbir şeyi tam ve doğru anlamak mümkün değildir. O teklifsizliğiniz, yaltaklanmalarınız, yüz ekşitmeleriniz var ya! Yalan, hepsi yalan!
Reklam
Diyelim ki insan yalnızca bu ' iki kere iki dörtleri ' arayıp bulmak için okyanuslar aşıp, bu yolda canına verir, ama yemin ederim, bunları bulmaktan korkar . Çünkü bulduğunda artık arayacak bir şey kalmadığını hisseder.
Sayfa 40 - Everest Yayınları
Yaşamaya açsınız, ama hastalıklı bir mantıkla yaşamın sorunlarını yargılıyorsunuz. Hem ısrarla pervasızca caka satıyor, hem de korkuyorsunuz! Saçmalamaktan büyük keyif alıyorsunuz, ama işi küstahlığa vurunca, o sonsuz korkunuz yüzünden af dilemeye başlıyorsunuz. Bir yandan bize yaltaklanırken, bir yandan da hiçbir şeyden korkmadığınızda inandırmaya çalışıyorsunuz. Dişlerinizi gıcırdattığınıza inandırmaya çalışırken, bizi güldürmek için nükteler yapıyorsunuz. Nuktelerinizin hiç de zekice olmadığını biliyorsunuz, ama edebi değerlerinden gayet hoşnutsunuz anlaşılan. Belki gerçekten acı çektiniz ama kendi acılarınıza dahi zerrece saygı duymuyorsunuz. Söylediklerinizde doğru payı var ama siz de ahlak eksik; boş bir kibir yüzünden gerçeğinizi utanç verici, orta malı bir şeymiş gibi gözler önüne seriyorsunuz ... Gerçekten de bir şeyler söylemek istiyorsunuz ama korkudan son sözleriniz çıkmıyor ağzınızdan, Çünkü açık konuşacak kadar kararlı değilsiniz, yüreksiz bir küstahlık sizinki. anlayışınızla övünüyorsunuz ama yalnızca bocalıyorsunuz, cünkü kafanız çalışsa bile ahlaksızlık yüreğinizi karartmış, yürek temiz olmadan da hiçbir şeytan ve doğru anlamak mümkün değildir. O teklifsizliğiniz, yaltaklanmalarınızı var ya! Yalan, hepsi yalan!
Sayfa 45 - Everest Yayınları
Baba ve kızları
Babalar kızlarını daima Annelerden daha çok severler.
Sayfa 120 - City publishing
Reklam
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.