Merhaba kitapseverler, içsel bir yolculuğa çıkacağınız, ibretlik ders veren harika bir kitapla geldim.
Dostoyevski bu kitabında insanların beyin kılcallarına neşter vuruyor diyebiliriz. Yazar, insanlık adına tüm gerçekleri söyleme cesareti gösteriyor. Hani küçük dağları yarattığını sanan kibir abideleri, herşeyi ben bilirim düşüncesine kapılanlar, ben duygusundan başka bir şey bilmeyen herkes, sen, ben, hepimiz adına iç dünyamızı döküyor ortaya.
Kendi iç dünyasını, savaşını, gelgitlerini kendi ağzından akıcı bir üslupla anlattığı bu kitap, sessiz çığlıkların feryadı...
Kitap iki kısımdan oluşmaktadır. İlk kısım 'yeraltı' ikinci kısım ise 'notlar'. İlk kısımda insanoğlunun derin karakteristik ve psikolojik analizi yer almaktadır. Yazar yaratıcı monologlarla hayatındaki gelgitleri soru-cevap şeklinde açıklamaya çalışmıştır. İnsanoğlunun karakteristik özelliklerini, özellikle nankörlüğünü anlatmış, fazla bilmenin fazla işe yaramadığını, gelişmenin tembellik doğuracağını ifade etmiştir.
İkinci kısımda ise ilk bölümde yaptığı içsel felsefik görüşlerin örnek olacak nitelikte bir öyküye yer vermiştir. Kahramanın anlık düşünce değişimlerini, olaylar karşısında gösterdiği dengesiz davranışlarını, gururunu korumak isterken sergilediği tutarsız karakter biçimlerini, çok bildiğini ve kimse gibi olmadığını düşündüğü halde ezikliğe boyun eğdiği geri dönüşü olmayan durumlarını ve buna benzer bir çok insani anları analiz etmiştir.
Keyifli okumalar dilerim. Kitap okuyun kitapla kalın.
