Yıldızların Efendisi Ömer Hayyam
Harold LambEn Eski Yıldızların Efendisi Ömer Hayyam Sözleri ve Alıntıları
En Eski Yıldızların Efendisi Ömer Hayyam sözleri ve alıntılarını, en eski Yıldızların Efendisi Ömer Hayyam kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Oldukça bahar içinde huri eserim
Bir testi şarapla çemenlikte yerim
Çirkin de fena da görse âlem diyorum
Ben cennet anarsam şu köpekten beterim
Sayfa 78Kitabı okudu
Kıyametin fecri doğduğu gün herkes kabrinin içinde ne varsa onunla birlikte kalkacaksa, yanı başıma Şiraz şarabından bir testi ile şen bir sevgili koyun.
Sayfa 258Kitabı okudu
Kitapçılar yığın yığın kitaplar önünde bağdaş kurarak uyuklarken testilerini çeşmeden doldurmak için gelen kadınlar baş başa vererek fısıldaşırlar ve camiye bitişik medreseden çocuklar koşarak:
"Ey eski kitapların satıcıları, uyan!" diye bağırırlardı.
Ey Müslümanlar! Cihad edileceği gün yaklaşıyor. Ve o gün kılıçlarınıza sarılıp düşmana karşı hareket edeceksiniz. O gün davullar çalacak ve siz derhal yataklarından fırlayarak, kumları savuran bir fırtına gibi düşmanın önünüze katıp savuracaksınız. Bu daveti bekleyiniz. Ve davet yapılır yapılmaz aşkla karşılayınız!
Riyaziye bilimi, bilinmeyenden bilinene geçmek için kullandığımız köprüdür. Ve bu köprüden başka bir köprü yoktur!
Dikkat et. Bilgelik bizim dünyamıza nasıl geldi? Bilgeliğin en büyüğü peygamberlere vahiy olundu ve onlar ne öğrendilerde perde ardındaki dünyadan ögrendiler.Peygamberler, bilgeliğin ilk bayraktarlardır, Onun, ikinci bayraktarları, filozoflardır. Ve bunlar Peygamberlerin kabul ettiği vahyi ve diğer bilimle inceliyerek, topluma bilemeyecekleri ve öğrenemeyecekleri şeyleri açıklarlar. Peygamberlerin en büyükleri, Musa, İsa ve Muhammed'dir. Filozoflara gelince bunlar hakkında çelişki var. Bana kalırsa Eflatun, Aristo ve üstadımız İbni Sina bize bilgeliği öğreten en büyük kimselerdir. Filozoflardan sonra şairler gelirler. Fakat şairlerin hüneri, son derece tehlikelidir.
Çünkü şairlerin hayal gücünü harekete geçirmek ve bu sayede en büyük şeyleri küçültmek ve en küçükleri büyütmekte, aşk veya nefret, takdir veya kötüleme hislerini uyandırmaktır. Bu yüzden şairler, hem büyük işler başarırlar, hem çok adi işlere de alet olurlar.
Şair, hayal gücünü harekete geçirmekle beraber akıl ve algıyı ihmal ettiği için sanat, filozofun gücünden daha geridir, Nitekim hiçbir şairin, bu hoş sesliden fazla yaşamadığını görüyoruz.