Yok Bi’şey, Acımadı ki... sözleri ve alıntılarını, Yok Bi’şey, Acımadı ki... kitap alıntılarını, Yok Bi’şey, Acımadı ki... en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Babamı on bir yaşındayken kaybettiğim,kızlı erkekli bir yatılı okulda büyüdüğüm ve annem de bir daha evlenmediği için hayatımda babamın yokluğu dışında bir erkeğin eksikliğini hiç hissetmedim. Ne var ki sosyal yapının ve çevrenin kadının yalnızlığına bakışı baskıcı ve dayatmacıydı benim gençliğimde. Kadının özgür ve bağımsız olmaya çalışmasını kaldıramıyordu erkek egemen toplum.
Ev sahibimiz ölür ölmez varisleri evi yıkıp Yerine apartman diktiler doğal olarak. Komşumuz, bülent Ecevitin annesi nazlı hanımın, teyzesi melahat hanım da yok. Onların binlerce güzel anıyı barındıran evlerinin de yok olması sanki daha da acı çünkü insanların ölmelerini doğal karşılamak mümkün de anıların yok edilmesine alışmak kolay değil. Yok olan evler değil sadece, yaşam biçimi de yok olur üstelik çok değil 20 yıl gibi kısa bir zaman süreci içinde
Ben özel piyano derslerinin hem öğrenciler hem de öğretmenler için fena halde can sıkıcı olduğu görüşündeyim. Çocukluğunda annelerinin zoruyla özel piyano dersi alıp da devam ettiren hiç kimseye rastlamadım desem yalan olmaz. Çünkü müzik aynı zamanda bir hayat tarzıdır, bir kültür meselesidir. Çocuğun gündelik yaşamında, aile ortamında müziğin yeri yoksa, haftada bir piyano dersine giderek bu kültüre yakınlık Sağlamasını beklemek fuzulidir bana göre.
“Gel zaman, git zaman 80’ler 90’lara dönüştü, en burjuva ailenin iki göbek ötesinin köylü çıktığı toplumumuza gökten prensler, prensesler indi. Köylülükten aristokrasiye bir kuşakta öyle hop geçilemiyordu gerçi ama zengin akrabasının mirasına konup bir günde dünyası değişen evsiz barksızlar gibi vur patlasın çal oynasın deyip yayılıverdiler bu yeni saraylılar ortalığa. Onların sanat hakkında en ufak bir fikirleri bile yoktu. Ne var ki kendilerini eğlendirenlere ‘sanatçı’ demeye başladılar. O ‘sanatçılar’ da bunu pek ciddiye aldılar doğrusu. Yeni ‘sanatçı’ piyasası oluşmaya başladı. Sonra devlet, o ‘sanatçıları’ devlet sanatçısı yaptı. İş bir kez çığrında çıkmaya görsün.”