Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yoldaki İşaretler

Seyyid Kutub

Sayfa Sayısına Göre Yoldaki İşaretler Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Yoldaki İşaretler sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Yoldaki İşaretler kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
''Bu gün insanlık, cehennemî bir uçurumun kenarında duruyor.''
Sayfa 5 - hicret
“Peygamberimiz (S.A.V.) kalbi, aklı, bakış açısı, şuuru ve teşekkülü Kur’an-ı Kerim’de beliren ilâhî metodun dışında kalan her türlü yabancı tesirden arındırılmış bir nesil meydana getirmek istiyordu.”
Sayfa 18 - hicret
Reklam
“Çünkü o, aklı tatmin eden bir kitap veya edebiyat ve sanat eseri ya da hikâye ve tarih eseri olsun diye inmemiştir.”
Sayfa 20 - hicret
“Şunu iyice bilmek gerekir ki, Kur’an zihni eğlenceyi temin eden bir kitap olarak gelmemiştir. Bir edebiyat ve sanat kitabı, bir hikâye ve tarih abidesi değildir. Her ne kadar Kur’an’ın muhtevası içerisinde bunlara yer verilmiş de olsa... Kur’an bir hayat kitabı olarak gelmiştir. Tertemiz ve ilâhi bir nizam olarak... “
Kur'anı uygulama ve yaşamağa dönük bir anlayışla öğrenmek, ilk örnek neslin tutumu olmasına rağmen inceleme ve haz kazanma amacı ila Kur'ana yönelmek sonradan gelen nesillerin eğitim metodu olmuştur. Hiç şüphesiz belirttiğimiz bu ikinci faktör, ilk müslüman nesil ile diğer bütün nesiller arasındaki farklılığın temel sebeplerindendir.
“Adlarından başka bir şeyleri müslüman olmayan, İslâm’ı dış görünüşüyle anlayan, yabancı fikirlerin aklen ve ruhen tesiri altında kalanlar İslâm’ı güya savunmak için cihad ettiğini, cihadın bir müdafaa harbi olduğunu ileri sürüyorlar. İslâm’daki cihadı gerçek manâsından çıkartmakla güya İslâm’a iyilik yaptıklarını sanıyorlar! O yol... Bütün putları yeryüzünden yok etmek yolu... İnsanları yalnız Allah’a kul etme yolu... İnsanları kula kulluktan kurtarıp, kulların yaradanına kulluk ettirme yolu... İnsanlara zorla inancını kabul ettirme yolu değil. Fertlere baskı yapan siyâsi diktaları devirip, vicdanlara tahakküm etmeden hürriyet içinde dilediği sistemi seçme yoludur.”
Reklam
Gerçekten bu dinin kendisine yönelen saldırılara karşı koyması kaçınılmaz bir görevdir. Çünkü Allah ın alemlerin Rabbi olduğunu belirten ve Allah'tan başkasına kul olmaktan insanı kurtarmayı öneren, ayrıca bu varlığı cahiliye yönetimleri dışında yeni bir yönetim altına girmiş,aksiyoner ve düzen verici bir topluma yansıtan, hakimiyeti sırf Allah'a dayandırarak hiç bir beşer egemenliğini onaylanmayan bağımsız ve örnek bir toplumun doğuşunu amaç edinen özelliği ile bu dinin kayıtsız şartsız varlığı, çevresini kuşatan kula kulluğa dayalı cahiliye toplumlarına karşı kendini savunmalı, asli özelliği içindeki varlığını korumak için onları ortadan kaldırmaya girişmelidir. Bu, bizzat İslamın doğuşu ile ortaya çıkmış vazgeçilmez bir endişedir.
“Din, ne şekilde olursa olsun pratik hayatı istikrara kavuşturmak, ona bir dayanak noktası aramak ve üzerine ısmarlama bir alâmet-i farika gibi asılan şeri hükümlerden meydana gelmez. Din pratik ihtiyaçları karşılarken onu kendi ölçüsüne göre değerlendirmek, atılması gereken noktalarını atmak, alınması gereken noktalarını almak, eğer memnun değilse yeni bir realite meydana getirmek için pratik hayatın ihtiyaçlarını karşılar. Ve onun ortaya çıkardığı pratik hayat realitenin kendisi olur. İşte gerçek manâsıyla İslâm’ın pratik hayatın dini oluşu bu tarzdadır.”
Sayfa 113Kitabı okudu
Tevhid - Tevhid - Tevhid...
Öyleyse İslâmın temel rüknü olan "Lâ İlâhe İllalllâh Muhammedûn Rasûlullah" şehadet cümlesini hayata geçirmek gayesiyle tek Allâh'a kulluk esasına ihlasla sarılıp bu kulluğun şeklini Rasûlullah (sav)'e dayandırmayan bireylerin ve toplulukların hayatlarında İslâm'dan söz etmek mümkün değildir.
Sayfa 122 - İhya Yayınları
“Teşri yetkisi sadece günümüzdeki kafalarda dar manâda anlaşıldığı gibi kanunî hükümlere inhisar etmez. Düşünce ve görüş metodları, değer ve ölçüler, âdet ve gelenekler... Hepsi de teşri konusuna girerler. Ve fertleri baskıları altında ezerler. Ve birtakım insanlar cemiyet içerisinde başka bir kısım insanları bu gibi baskı unsurlarıyla boyun eğdirmeye çalıştığı zaman ve cemiyet içerisindeki bazı fertler de bunu kabullendikleri takdirde böyle bir toplumda gerçek hürriyetin sözü bile olmaz. Aslında bu toplum tipi daha önce de belirttiğimiz gibi birtakım insanların tanrılaştırıldığı, bir kısmının da köleleştirildiği bir toplumdur. Ve bu yüzden gerici bir toplumdur. Veya İslâm’ın tabiriyle ‘cahiliyyet toplumu’dur.”
Sayfa 128Kitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.