Kadı sözlü ifadeler temelinde çözülemeyen bir uyuşmazlıkla karşılaştığında, davalıdan suçsuzluğunun kanıtlanmasının ya da davacıdan, dinine göre Kur'an, Kitab-ı Mukaddes ya da Tevrat üzerine yemin ederek savın doğruluğunu ortaya koymasını isterdi. 17. yüzyıl İstanbul'unda bütün ticari davaların 18,7'si bir yeminle karara bağlanıyordu.