Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Saadet Devri - 4

Yükseliş

Ahmet Lütfi Kazancı

En Eski Yükseliş Sözleri ve Alıntıları

En Eski Yükseliş sözleri ve alıntılarını, en eski Yükseliş kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Münafıklığın alâmeti üçtür: Konuşsa yalan söyler, vaât etse sözünden döner, verilen emanete hıyanet eder.”
Sayfa 334Kitabı okudu
Uzaktan tanınan ve takdir edilen pek çok insan , biraz yaklaşıldığı , biraz daha yakından tanındığı zaman eski ihtişamını kaybeder.
Sayfa 283
Reklam
Bir kısım Müslümanlar ordudan ayrılmış, dağın eteğini tutmuş gidiyorlar, sağa sola bakmadan kaçıyorlardı. Arkalarından: - Yanıma gelin!.. Yanıma gelin!.. Dönüp gelene cennet var!... diye bağıran Sultanü'l-Enbiyanın sesini duydular. Ama dönüp gelemediler. Gidenlerin arasında Nebiyy-i Ekrem Efendimizin damadı Osman b. Affan da vardı. Onlar böyle gidecek ve ancak savaş bittikten üç gün sonra Medine'ye geleceklerdi.
Ebû Süfyân, içini dolduran kin ve nefret duygularını akıttığı bir kaç cümlelik kısa bir mektubu Server-i Enbiya (s.a.v, Efendimize gön derdi. Şöyle diyordu: "Bismi Allahümme (Allah'ım, senin adınla) Ben Lât ve Uzza'ya, İsâf ve Nâile'ye, Hübel'e yemin ederim ki, sizin kökünüzü kurutmadıkça dönmemek niyetiyle büyük bir orduyu alarak üzerinize gelmiştim. Sen ise bizimle karşılaşmak istemedin. Bir hendeğe dayanarak hile yolunu tuttun. Halbuki Araplar böyle şeyi bilmez. Arapların bildiği, kargılarının ve kılıçlarının gölgesidir. Senin hendeğe saklanmaktan maksadın ancak bizim kılıcımızdan ve bizimle karşılaşmaktan kaçmaktı. Benden, Uhud günü gibi bir gün alacağın olsun!"
"Allah'ın Rasûlü Muhammed'den, Ebû Süfyân Sahr b. Harb'el!.. Mektubun bana ulaştı. Öteden beri şeytan seni Cenab-ı Hakka karşı mağrur etmiş, aldatmıştır. Üzerimize gelmekten maksadının bizim kökümüzü kurutmadıkça dönmemek olduğu hakkındaki sözlerin öyle bir iştir ki Cenab-ı Hak ona müsaade etmez. Hak Teâlâ güzel olan neticeyi bize verecektir. Bir gün benim, Lât ve Uzza'yı, İsâf ve Nâile'yi, Hübel'i parça parça edeceğimi göreceksin. Bunu sana hatırlatacağım ey Galiboğullarının beyinsizi!.."
Allah'ım, bizi İslam dini üzere vefat ettir. Müslümanları bize sevdir, salih kullarının arasına kat. Pişman olmadan, fitneye uğramadan yaşamayı nasip et.
Sayfa 83 - EnsarKitabı okudu
Reklam
"Allah'ım, ben kendime çok zulmettim. Günahları senden başka bağışlayacak yoktur. Beni zatından gelen bir mağfiret bağışla, merhametinle muamele buyur. Hiç şüphe yok ki sen bağışlayansın, merhametlisin."
Sayfa 133 - EnsarKitabı okudu
İnsanın ten rengini bir kusur ve utanılacak bir durum olarak düşünme hakkı hiç kimseye verilmiş olamazdı. Siyah tenli olanı da, beyaz tenli olanı da Yüce Allah'ın yarattığını bilmesi ve inanması gereken Ebu Zerr, bu hareketiyle kusuru o adama mı, yoksa Allah Teala'ya mı yüklenmeye çalıştığını izah edebilir miydi?
Sayfa 292 - EnsarKitabı okudu
Cibril-i Emin bana komşu hakkını o derece tavsiye etti ki bir gün komşunun komşuya mirasçı olduğunu bildiren bir hüküm getirecek der oldum.
Sayfa 9 - Hadis-i ŞerifKitabı okudu
Hamza'nın karşısında durmak ölümü kucaklamak demekti. Hürriyet güzel şey ama ölüm daha acı...
Reklam
Şehid olmak onlar için korkulacak bir şey değildi. Gökte aranılan yerde bulunmuş olacaktı. Ölen şehid, kalan gazi olduktan sonra çekinecek ne vardı?...
32 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.