En Eski Yunanlar ve Yunan Medeniyeti Sözleri ve Alıntıları
En Eski Yunanlar ve Yunan Medeniyeti sözleri ve alıntılarını, en eski Yunanlar ve Yunan Medeniyeti kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsanlar sadece göründükleri kişiler değildir, aynı zamanda önlerine koydukları ideal kişilerdir, hatta bu ideale hiç ulaşamasalar bile. Sadece bunu istemek bile onların kişiliğine dair bir şey söyler.
- " (…) Şunu iyi biliyorum, insanlar çektikleri hastalıklarını bir araya yığıp değiş tokuş edecek olsalardı, herkes yine kendi hastalığıyla evine dönerdi...“
-Heredotos-
...Aslında şaşırtıcı olan mitin tarihe karşı direnmesi değil, kendi kendine direnebilmesidir. Yani mitolojik öykülerin diğer mitlerle sürekli desteklenmesi, başka bir deyişle, ozanların öykülerini birleştirmesi, birinin bıraktığı yerden ötekinin devam ettirmesidir.
Burckhardt'a göre olayların açıklaması nedenlerinde değil, kendi aralarındaki ilişkilerde yatmaktadır. Neden fikri sadece kısmi ve sahte-bilimsel bir iki-boyutlu yansımadır. Toplumlar bir doğrusal olaylar dizisi değil, oldukça karmaşık ve ara bağlantılı sistemlerdir. Bu sistemlerdeki herhangi bir unsurun değişmesi başka yerde çoklu etkiler yaratabilir. Ayrıca halkın neye inandığı ve nasıl davrandığı, inançlarının doğru veya yararlı olup olmadığından çok daha önemlidir: Önemli olan olay değil, o olayın bir "olgu" olarak algılanış biçimidir. Bu algılanış biçimi ne doğru ne yanlışhr, sadece inanılır.
Meydana geldiği söylenen bir olay gerçekte hiç veya söylendiği şekilde olmamış olsa bile, onun olduğunu varsayan tutum ifadenin tipik olması nedeniyle değerlidir.
Bana göre göreceli ve "post modem" tarih yazımının kurucuları olan Burckhardt ile Nietzsche'yi birleştiren şey, olayların doğru olup olmadığına takılmayıp olaylar hakkındaki inanç ve ifadeleri önemli gören bu ortak tutumdur.
Nietzsche Yunanları ahlakla bağlanhsız yeni bir kült modeli olarak görmek isterken, Burckhardt sadece Yunan ahlak kodlarının temelde bizim ahlak kodlarımızdan farklı olduğunu ve dolayısıyla Yunanları idealize ehnememiz gerektiğini söylemeye çalışır.
Hüküm süren saltanatların soyağaçlarının zenginliği ilk bakışta göçler ve halkların kaderleri hakkında bilgi verir gibidir, ama sonunda bunun aslında çok da bir katkısının olmadığını anlıyoruz.
Çünkü mit bütün bunları, dünyevi olanla kozmik olanı, dinle şiiri, dünyanın bilinçdışı gözlemiyle damıtılmış tecrübeleri titrek ışıklı ince örtüsüyle
Yunanlıların, bulundukları topraklara ister Kafkaslar, ister Küçük Asya, ister Avrupa olsun, başka bir yerden gelmiş olması kuvvetle muhtemeldir; ancak ulusça bunu unuttukları açıktır. Göçlerin dışarıdan
içeri doğru değil de bizzat Yunan toprakları içinde meydana geldiği düşünülmekteydi; kabul edilen birkaç istisna ise (Kadmos, Pelops, Danaos