Yunus, Anadolu'da doğan, yine Anadolu'da batan bir tasavvuf güneşidir. Yaşadığı çağda Türkçe bir yana itilip hor görülmüşken o, Türk dilini incelik ve güzellikleriyle sırtlamış, ayağa kaldırmış, kendinden sonra gelen olanlara öncülük etmiştir.
Ve gün gelir, kafa kafaya verirler bu çirkin amaçları için. Onu gözden düşürecek, sevgili şeyhlerinden uzaklaştıracak yollar aralar.
Oysa karalanacak, yerilecek hiçbir yanı yoktur oduncu Yunus'un... Bulamazlar. Öyleyse... Öyleyse iftira edeceklerdir.
Şeyhin dünyalar güzeli bir kızı vardır. Bu kızın sesi de çok güzeldir. O kadar tatlı ve büyüleyicidir ki, Kuran okuyuşunu akarsular bile durup dinlenmektedir.
Kıskanç dervişler, ağız birliği ederek onu Yunus'a yakıştırır, iftira ederler