Hediye olarak gelen bu kitabı okumak oldukça keyifliydi. Elif' in dünyasından Deniz'in dünyasına giden yolda bir evladın ki öz evlat olmamasına rağmen fedakarlığı ve vefayı son ana kadar yaşayan bir baba kızın yaşadığı mutlu bir o kadar da hüzünlü bir hikâyede Deniz' in içler acısı hâline şahit olmak açıkçası beni üzdü. "Hayat bu ne olacağı hiç belli olmaz." ya bizzat onu anlatan bir kitap belki de. Deniz'e olan aşkı yaşayacak derken Okyanus' a giden bir macera imiş meğer hikâye... Sonu açıkçası benim beklentimi karşılamasa da hayatın gerçek yüzünü ifade ettiği için gayet güzel bir kitaptı.Hayatta ne olacağı hiç belli olmaz, o nedenle kesin hükümlerle ilerlemek yerine elden geleni yapıp tevekkül etmek ve kadere teslim olmak gerekiyor.
" İşte, bu! Yöneticilik böyle bir şeydi işte. İnsanı idare etme sanatı... Maalesef günümüzde her insana makam mevki verilebiliyordu ama her insan idare etme sanatını beceremiyordu."
Bir kitap alıp çıkacaktı oysaki.Ama o saçlar,o bakışa yandı ya çıkamadı işte kitapçıdan.Konuşmak için, gözlerini gözlerine değdirmek için bir yol bulmaya çalıştı Deniz.Sonunda aradığı bir kitap olup olmadığını sordu.Kız da aradığı olmadığını söyledi ama gözlerinde hüzün ve çaresizlik vardı.Nedenini anlamaya çalıştı Deniz.Duramadı... Yandı,tutuştu
YÜRÜ YÜREĞİM GİDELİM BURALARDAN
BAYRAM REÇBER
SAYFA SAYISI:263
“Gözleri, okyanusun kalbi gibiydi. Sanki dünyanın tüm nehirleri, tüm gölleri, tüm denizleri gözlerine akmış; orada, yeşil mavi karışımı bir derinlik oluşturmuştu.”
“Sitemlerim sinirlerimi harlıyor. Biri çıkıp da teskin edici birkaç cümle kurmasa karşımdaki camı yumruklamam an
Deniz Ankara Büyükşehir Belediyesinde memur olarak çalışmaktadır. Nişanlısıyla evlenme arifesinde nişanlısı ve abilerinin sürekli onu maddi olarak sömürmeleri yüzünden nişanı atar.
Abisinin araya girmesiyle tayinini İstanbul Büyükşehir Belediyesine alır ve İstanbul'a gelip çalışmaya başlar.
Burda aynı yerde çalışan Elif ile tanışır ve aralarında