Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yusuf Akçura Kemalizmin İdeoloğu

Kemal Şenoğlu

Yusuf Akçura Kemalizmin İdeoloğu Gönderileri

Yusuf Akçura Kemalizmin İdeoloğu kitaplarını, Yusuf Akçura Kemalizmin İdeoloğu sözleri ve alıntılarını, Yusuf Akçura Kemalizmin İdeoloğu yazarlarını, Yusuf Akçura Kemalizmin İdeoloğu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hilafet konusuyla ilgili düşüncelerini şöyle açıklamıştır:
''Ne iş yaptığı, ne hizmet gördüğü ve ne gibi bir fazileti olduğu bilinmeyen, tamamen meçhulümüz olan bir adamın ismi Alahaddin Beyefendi Hazretleri diye resmi bütçede nasıl yazılabilir? Biz reisime hazretleri demiyoruz. Yalnız bey diyoruz. Dersek yalnız ona diyeceğiz. Tutup da ne yaptıkları meçhul, memlekete hizmetleri olmayan bu adamlara niçin diyoruz.. Bu günden itibaren lüzumsuz unvanların, 'hazretlerinin' ve sairlerinin kaldırılmasını teklif ederim.''
''Hakimiyet-i milliyesine tamamen sahip olan bir kavim diğer milletlere karşı tamamen hür ve müstakil olduğu gibi kendi içinde ayrılan fertlerin veya sınıfların da mahkumu olmaz. Bu mertebeye sahip olan bir millet, mücerret adaleti hayatta tecelli ettirmiş demektir.''
Reklam
Bolşevizmin etkisi altında olan Rusya Türklerinin değişen siyasal anlayışlarını işaret ederek, ''Osmanlı Türkleri de, diğer Türkler gibi, hakkı ve halkı seven onu düşünen bir Türkçülük, demokratik Türkçülük sancağı altında toplanmalı onu bütün gayreti, son gayreti ile müdafaa etmeli ve asla elinden düşürmemelidir.'' demektedir.
Akçura, milletin ''istiklal, hürriyet ve hakimiyetine'' karşı olan diğer düşmanlara ''cehalet ve gaflet''e karşı mücadelenin kendilerinin vazifesi olduğunu söylemiştir. Yeni eğitim dönemine ilişkin hedefi de ''üç kelime ile özetlenebilir'' diyerek, ''milliyetçilik, halkçılık ve aydınlık!'' olarak ifade etmiştir.
Akçura, İtilaf Devletleri'nin uygulamalarını ve İstanbul Hükümeti'nin siyasetlerini eleştirmiş, Anadolu'daki azim ve kararlılığın kaynağını ise şöyle tespit etmiştir: ''....önümüzdeki mucizenin en büyük amillerinden birisi; bir fikirdir 'milliyet fikri'dir'.''
Mustafa Kemal Paşa'nın önerisiyle, İstanbul mebusu olarak meclise dahil olan Akçura, yasama çalışmalarını ve Hukuk Mektebi'nde yeniden başladığı hocalığı beraber yürütmüştür.
Reklam
Akçura, Türk-Tatar Heyeti'nin amacını ve taleplerini çeşitli ülkelerde verdiği konferanslarla da dünyaya duyurmaya çalışmış, 27-29 Haziran 1916 tarihlerinde yapılan kongreden sonra İsviçre'de kalarak, Bolşeviklerin milli sorun konusundaki tutumunu öğrenmek için Lenin'le de görüşmüştür.
Akçura, Türkiye'nin toplum­sal gelişme düzeyi ve bu düzeye uygun programın geliştirilmesi ko­nusunda ileri sürdüğü fikirlerle Cumhuriyet yönetiminin sağlam zeminler üzerinde yükselmesine önayak olmuştur. Daha Meşrutiyet döneminde milli ekonomi temelinde savunmaya başladığı "devlet­çilik" modeli, dinde reform ve milliyetçilik-halkçılık anlayışı, Ke­malizmin ana vasıfları olarak belirlenmiştir.
Sayfa 108Kitabı okudu
Yusuf Akçura'nın Türkçü akım içinde savunduğu fikirler ile Ke­malizm anlayışının gelişim sürecinde ortaya çıkan siyasal eğilimler büyük ölçüde benzerlik taşımıştır. Siyasal bakımdan önder konum­ da olan bir milli kimliğe, Türklüğe dayanan, siyasal-ekonomik açı­dan bağımsız ulusal bir devlet ve bu devletin siyasi sınırlarıyla çer­çevelenmiş, milli egemenlik-halkçılık idealleriyle birleştirilmiş bir milliyetçilik anlayışı bu ortak tutumun en belirgin özelliği olmuştur. Bu bakımdan Türk Devrimi'nin ideolojik hattının bu temel daya­naklarının ve Altı Ok ile kendisini ifade eden Kemalizmin devlet, millet ve toplumsal gelişme teorisinin Akçura'nın düşünceleri ekse­ninde incelenmesi, konuya daha doğru bir yaklaşımla eğilmemizi sağlayacaktır.
Akçura, dönemin siyasi tarih anlayışından farklı olarak, Türklerin İslamıyet'i kabulünü bir tarihsel aşama olarak kabul etmemiş, İslami­yet'i bütünüyle Türk tarihi içinde değerlendirmiştir. Ayrıca, Osmanlı tarihçiliğinde barbar sınıfına sokulan Tatar ve Moğollar'a Türk tarihi içinde yer vermesi yeni bir açılım olmuştur.Türklerin kendi tarihlerine "yabancıların taktığı gözlüklerle" bakmasına karşı çıkan Akçu­ ra, bu bakışı kökten değiştirmek gerektiğini savunmuştur.
Reklam
Yusuf Akçura, etnik temelli ayrıştırmaya karşı çıkarak, bağımsız iktisadi yapılar halinde zaten dağılmış, kaynaşamamış olan Türklerin bu kriterle iyice ayrışacağına dikkat çekerek, Türk­çe konuşmanın ve Türklüğe hizmetin yeterli bir önkoşul olarak gö­rülmesinin daha faydalı olacağını dile getirmiştir.Bu tercihin di­ğer etnik yapılarıda kucaklayan bir yaklaşım olacağını da eklemiş­tir.
Şeyh Sait İsyanı ve Emperyalizm
Şeyh Sait isyanından örnek vererek feodalizm ile emperyalizm arasındaki ittifaka dikkat çeken Akçura, "Yabancılarla toprak ağa­ları, cephenin en kuvvetli kısmıdır; din adamları, çoğunlukla bir perdeleme birliği gibi kullanılıyorlarsa. Bu gericilik cephesi yalnız savunmada kalmakla yetinmiyor, bazen hayli şiddetli karşı saldırı­larada geçiyor Son Kürdistan isyaınnda görüldüğü gibi, Türkiye Cumhuriyeti çok kısa bir zaman da bu gericilik cephesini mağlup ve yok etmeye mecburdur. Bugün Cumhuriyet'e tarihin yüklediği gö­rev budur" demiştir. 26
Çağdaş bir devlet kurabilmek için Türkiye'de feodalizmin tasfi­yesinin zorunluluğuna işaret eden Akçura, Doğu toplumlarında "gericilik unsurları din adamlarıyla toprak ağları; devrim unsurları, ilerleme ve gelişme unsurları çiftçilerle, şehirlilerdir" dedikten son­ra, Batı medeniyetine geçmek isteyenlerin "bu iki toplumsal sınıfa, köylü çiftçi,şehirli sanatkar ve tüccarlara" dayanması gerekti­ğini dile getirmiştir.Toprak ağalığının ortadan kalkmasıyla, kişi­ye olan bağımlılıktan kurtulacak olan köylülüğün çağdaş devletin kuruluşunda daha etkin rol alacağına inanan Akçura, feodal unsur­lara dayanan din adamlarının da manevi otoritelerinin böylelikle kaybolacağını "gericilikten ilericiliğe geçeceğini ve o zaman mede­niyet değiştirmeye karşı değil yandaş" olacaklarını belirtmiştir.
Yusuf Akçura'nın milliyetçilik ve halkçılık anlayışı, siyasal/eko­nomik düzlemde birbirini tamamlayan ve geliştiren unsurlar üze­rinde temellendirilmiştir. Bu unsurlardan "demokratik milliyetçi­ lik","siyasi-iktisadi bağımsızlık-milli hakimiyet" ve milli burjuva­zi eliyle kurulacak bir "milli ekonomi" anlayışı Akçura'nın yazı ve konuşmalarında öne çıkan ana ilkeler olmuştur.
68 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.