Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yusuf Atılgan'a Armağan

Kolektif

Yusuf Atılgan'a Armağan Gönderileri

Yusuf Atılgan'a Armağan kitaplarını, Yusuf Atılgan'a Armağan sözleri ve alıntılarını, Yusuf Atılgan'a Armağan yazarlarını, Yusuf Atılgan'a Armağan yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Duyguların bile böylesine silahlandığı yaşam sınırında bugün, birey de toplum da tüm beklentilerinin ötesinde yalnızdır artık.
“Bir cümle üstünde saatlerce durmak vardı: Kafasına yürüyenlerden birini seçmenin sorumluluğu vardı. Kelimelerin yetersizliğini öğreniyordu. Bazı günler sigara içtiğini küllüğün doluşundan anlardı.”
Reklam
“Bir gün sana dünyada katlanılacak tek şeyin sevgi olduğunu öğreteceğim.”
 “Konuşmam yetmiyormuş gibi düşünmeye de başladım. En kötüsü buydu. Çoğu insanlar gibi düşünmeden konuşsaydım kimse bir şey demeyecekti ama ben düşündüğümü söylemeye kalktım.”
Ne çok yalan söyleniyordu yeryüzünde; Sözle, yazıyla, resimle ya da susarak. Yusuf Atılgan
Nasıl kolayca söyleyiveriyor bunu. Sevmek! Kelimelere herkes kendine göre bir anlam , bir değer veriyor galiba. Bu değerler aynı olmadıkça iki kişi iki ayrı dil konuşuyorlarmış gibi olmuyor mu? Yusuf Atılgan
Reklam
Senin olduğun zamanlarda, senin olduğun yerlerde olup bitiyor her şey.
"1971 yılıydı sanırım. Bunalım içindeydim, şimdi yazarsam kapkara şeyler yazarım, diyordum tanıdıklarıma. Bol bol da Kafka ve Proust okuyorum o sıralar. Sonunda Anayurt Oteli' geldi. Bu romanla bu bunalımı bir çeşit de Zebercet'e aktarmış oldum. 'Aylak Adam' bir çeşit günlük yaşamın eleştirisiydi, bir karşı çıkıştı. Yani kültürlü bir aydının bazı toplumsal kurallara, evliliğe, eli paketli olmaya vb. karşı çıkışı; özgürlüğe tutkunluğuydu.''
Sinema sevgisini, daha doğrusu tutkusunu unutmamak gerekir Yusuf Atılgan'ın. Hacırahmanlı'da yaşadığı yıllarda İzmir'e nasıl film seyretmeye gittiğini anlatırdı hep. 1950'lerin koşullarında hem de... Anayurt Oteli'nin filme alınacağı zamanki coşkusu, ne alacağı telif ücreti, ne adının sinema afişlerinde görünecek olması, ne de romanının yeniden gündeme gelmesiyle ilgiliydi. Belki de yalnızca yeni bir film seyredecek olduğu için coşkuluydu.
Yazıp bitirdi, bir arkadaşına daktilo ettirip Cumhuriyet gazetesinin 1957-58 "Yunus Nadi Roman Mükafatı" yarışmasına gönderdi. Fakir Baykurt'un Yılanların Öcü romanı birinci, onunki ikinci seçilmişti. Ertesi yıl Varlık Yayınları arasında çıkan Aylak Adam, edebiyatıınızda örneği olmayan bir romandı.
Reklam
Çünkü gerçek sevgiyi arayan, böylece, "korkuluksuz köprüden yürürken yuvarlanmamaya" çalışan Aylak Adam sonunda "yuvarlanır". Sadık’a "Bir çeşit umutsuzluktan kurtulmak için içiyorum. Belki kendi kendimden," (s. 120) der.
'...siz sevgisizliğinizle kendi mutsuzluğunuzu yaratıyorsunuz..."
121 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.