Bilgiye aç açıma, böyle iştahla bilimsel veri taramayı diliyordum ve sonra ne oldu dersiniz? Yerde aradığımı gök tanrıda buldum!
“Allah’ın hikmeti” ve “yüce yaradanın buyurdukları” ile bizi kapıda karşılayan yazar, okuyucusuna istediği hariç her şeyi vermek konusunda öyle ısrarcıydı ki… Ama benim de inadım tuttu, dedim ben bitireceğim bu “kurban olduğum” tadındaki bir acayip kitabı.
Kitap sorgulayan bir insan için değil de bağnaz bir insana bilimin dinle örtüştüğünü -zabaha kadar tartışırız o ayrı- anlatmak için yazılmıştı resmen. Kitaptan aldığım tadı satırlarıma adeta tükürüyorum buyurun: “Allah var, elbetti ki var, ya vallahi var diyorum ama dinimizin buyruklarının dışına da taşmıyor yüz okuma ilmi!”
Kitaptaki bilgiler farklı forum sayfalarından kopyala yapıştır yapılmışçasına özensiz ve okuyucusuna bilgi vaat etmekten uzaktı. Son sayfalarına değin sayfa arttırmak için öyle uğraşılmış ki, aralara rastgele bir şeyler konulsaydı daha bir doyuma varırdım sanıyorum.
Sadece son sayfalardaki görseller amacına hizmet ediyordu ki benim tadım kaçmıştı ve sayfaları çevirdiğim gibi terk ettim ortamı. Ortam dediğimde kahvehane, kesin oradayımdır. Hacı amcalarımın aşırı düzey ilimsel söhpetleri çınlatıyordu kulağımı, ellerinde de bu kitap vardı. Hiç sırıtmıyor yemin olsun.
Google; can dostum, birtanem, bilememişim değerini… Ben senden yüz okumaya devam.