Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yüzbaşı Selahattin'in Romanı -1

İlhan Selçuk

En Eski Yüzbaşı Selahattin'in Romanı -1 Sözleri ve Alıntıları

En Eski Yüzbaşı Selahattin'in Romanı -1 sözleri ve alıntılarını, en eski Yüzbaşı Selahattin'in Romanı -1 kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
O tarihte çıkarıp ablama verdiğim fotoğrafın altında; "Esir kardeşleri kurtarmaya gidiyorum, kurtarır gelirsem bu resim bir hatıra, kurtarırken orada kalırsam yadigâr olur" diye yazılıdır.
Sayfa 98 - 1. Dünya Savaşı başında göreve giderken Teğmen Selahattin kardeşiyle vedalaşıyorKitabı okudu
Reklam
Halil Bey alaya hazin bir söylev verdi ve sonunda: - 44. Alay bu gece burada ölecektir, fakat yarın sabah Türk'e bir zafer kaydedecektir. 44. Alay bunu senden istiyorum. Subay ve erler, buna karşılık: -Hep öleceğiz, Türk'ün alnı ak olacak!... dedikleri zaman hepimiz ağladık.
Sayfa 181 - 30 Kasım 1915 Kütülamare -DelabahaKitabı okudu
“Geçmiş tecrübeleri bilen ve her gün geçirilen hayattan ders alarak yaşayışlarını buna göre düzenleyebilenler, en güçlü insanlardır.”
İnsanlar savaşın ateşi içinde birbirlerini kesiyorlar, yüzlerce yıldan beri yanyana yaşamış olanlar, düşman gözüyle birbirlerini parçalıyorlardı.
Sayfa 160 - Yüzbaşı SelahattinKitabı okudu
Yakın tarihi okuduğunuz zaman anlayacaksınız ki, yüz yıl önce sonu felaketle bitmiş bir tutum, yüz yıl sonra bilinmediği için aynı biçimde tekrar edilmiş ve gene ayns feläketi doğurmuştur. Kafasını yormamış, dünü aramamış insanlar, bu zahmete katlanamadıklarından, bazen hayatlarını kaybetmişlerdir. Geçmiş tecrübeleri bilen ve her gün geçirilen hayattan ders alarak yaşayışlarını buna göre düzenleyebilenler, en güçlü adamlardır. * Yüzbaşı Selahaddin.
Reklam
Kazım Karabekir Paşa için okuşturulan mutaassıp imajı'n hilafına:
Erkânıharp Kolağası İsmet, Erkânıharp Kolağası "Kåzım Karabekir" de okula gelip bizlere hürriyet ve istibdatı anlattılar. Artık memleketin kurtulduğunu, hür ve mutlu olduğunu söylediler. İşte biz 1908 Devrimini böyle gördük. Üç gün üç gece çılgınca inkılâbı kutladık. Kollarımıza birer kurdele bağlandı. Üstünde "Hürriyet, müsavat, adalet, uhuvvet" yazılıydı. Her yerde konferans meraklıları bir kürsünün üstüne çıkıyor, avaz avaz bu kelimelerin manasını halka anlatmaya uğraşıyordu.
- Hayır, sen her şeyden önce Türksün! dedi. O vakte kadar biz yalnız köylülere «Türk» derdik. Rahmi'nin sözü üzerine ben: - Bilmem... Şimdilik Osmanlıyım, dedim.
Rum köyü benim için güzel bir inceleme konusuydu. Bizim köylerin tersine, burası temiz bir şehir manzarası taşıyordu. Kilise çok düzenli çalışıyordu. Papaz, Atina'dan gelmiş üniversite mezunu bir Rum. Akşamlaı adeta bir Beyoğlu hayatı vardı. Saz, eğlence, dans... Neşe ve refah... Aralarında iki saat mesafe bulunan Türk köyüyle Rum köyü... Bizimki batıyor, onlarınki çıkıyor.
Özetle bir kaynaşma vardı. İttihad-ı Terakki Dahiliye Nazırı Talât Beyle Osmanlılığı, Harbiye Nazırı ve artik Damad-ı Hazret-i Şehriyari Enver Paşayla Müslümanlığı, Bahriye Nazırı Cemal Paşasıyle Türklüğü temsil ediyordu. Ben Türkçüydüm, ama İslâmlığın da fena olmayacağına inanıyordum. Oysa çeşitli kesimlerden gelmiş subayların buluştuğu bir yer olan orduda Osmanlılık ön alıyordu.
Reklam
"Kimsenin lütfuna olma talip, bedeli cevheri hürriyettir..." | Namık Kemal
(1914, 1. Dünya Savaşı - Kafkas cephesi)
- Çocuklar! Vatanında güven ve rahat sağlayamamış milletin savaşması cinayet değil, cinnettir. Kader bu milleti bir sürü cahil ve deliye teslim etti. Bakalım ne olacağız? Türkistan'ı ve İran'ı kurtaracağız ama, ilk öde- vimiz bunlardan önce Türkiye'yi kurtarmaktır. Bunun kimse farkında değil.
" O tarihte Revandiz birkaç ağanın elindeydi. Yani bütün toprak ve köyler ağaların malı... Köylüler, köy evlerinde ve köy topraklarında bu ağaların kiracısı... Köylünün bütün emeğini bu ağalar almakla kalmaz, halkın bütün hayatına da ağa sahip... İstediğini yapar, asar keser, istediği kadını kocasından, babasından alıp istediğine verir... Osmanlı Devleti de ağaları korur... Bu durum hemen bütün Doğu illerinde geçerli... Köy ağaları, şehir eşrafı, tam ortaçağın feodal reisleri...
Osmanlı zihniyetinde kibarlık ve asalet, mümkün olduğu kadar Türk'e benzememek ve Batılıya benzemek demekti...
Kütü'l Âmmare Zaferi Bildirisi
Arslanlar; 29 nisan 1916 1- Bugün Türklere şeref ü şan, Ingilizlere kara meydan olan şu kızgın toprağın müşemmes semasında şühedamızın ruhları şad ü handan pervaz eder- ken, ben de hepinizin pak alınlarından öperek cümlenizi tebrik ediyorum. 2- Bize iki yüz seneden beri tarihimizde okun- mayan bir vakayı kaydettiren Cenab-ı Allaha hamd ü şükür
24 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.