Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ortaçağ: Feodal Dünya

Yüzyılların Gerçeği ve Mirası 2. Cilt

Server Tanilli

Sayfa Sayısına Göre Yüzyılların Gerçeği ve Mirası 2. Cilt Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Yüzyılların Gerçeği ve Mirası 2. Cilt sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Yüzyılların Gerçeği ve Mirası 2. Cilt kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Ortaçağ" teriminden neyi anlamalı gerçekte? Ortaçağ tarihi, feodal rejimin, yani feodal sosyo-ekonomik oluşumun tarihidir aslında. Bu terim, vasallık ilişkileri üstüne kurulu siyasal, sosyal ve hukuksal örgütlenişi ve vasalların senyöre karşı yerine getirmekle yükümlü oldukları borçları belirtmek üzere bugün de kullanılır ve devletlerin parçalanıp dağılışı böyle anlatılmak istenir.
Sayfa 5 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Germenler, Jutland Adası dolaylarında bir bölgeden geldikleri sanılan Hint-Avrupa halkıydı. Almanya'nın büyük bir bölümünde Keltlerin yaşadığı çağlarda, Germenler denizci bir halktı. M.Ö. 4. yüzyılın sonlarına doğru Germenler Weser'e, Vistül'e, İskandinavya'ya vardılar; M.Ö. 3. yüzyılda, Keltleri Galya'ya sürerek Almanya'yı ele geçirdiler.
Reklam
660 yılına doğru İngiltere, baştan aşağıya Hristiyanlaşmıştı ve İskoçyalı ile Romalı olmak üzere birbirinden iyiden iyiye farklı iki Hristiyan uygulaması arasında bölünmüş bulunuyordu.
Sayfa 38 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Zerdüştîlik
Partların rejiminden farklı olarak Zerdüşt dini, monarşiye sıkı sıkıya bağlı resmi din oldu. Alabildiğine hiyerarşiye sahip ruhbanın başında Mubidler Mubidi ya da Magus (Mecıs) bulunuyordu... Bu resmi din, kendini tanımayanlara karşı zaman zaman giriştiği zulümlere karşın giriştiği zulümlere karşın tartışılmaz bir güce sahip olmadı. Başta şundan ileri geliyordu bu: Bir yerde, rejimle, aristokrasiyle, sıkı bağları vardı; sonra ''ulusal'' bir din olarak İranlılar dışındaki insanların yüreklerine hitap etmeyi aramadı; bunun gibi, öğretisi, ''bilim'' ve hukuk adına taşıdığı tüm öğrelere karşın öteki evrenselci dinlere oranla bulanık, kemikleşmiş ve devrin insanlarının karşısına dikilmiş yeni sorunlara yanıt vermede yetersiz kaldı. Öyle olduğu için de 3. yüzyılda, İran toprağı üzerinde yeni bir din dikildi karşısına ve uğradığı zulümlere karşın belli bir ün kazandı: Manicilik idi bu.
Sayfa 55 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Kadın söz konusu olduğunda asıl belirtilmesi gereken şudur: Kuran, herhangi bir kuşkuya yer vermeyecek biçimde, kadını erkekten aşağı görür ve ikinci sınıf bir insan muamelesi yapar ona. Kadın, erkeğin istediği zaman boşadığı, istediği zaman geri aldığı, gerekirse dövdüğü bir mal gibidir; evine kapanmalı, saçını başını sıkıca örtmeli, kapısında içeri yabancı erkeğin adımını atmasına izin vermemelidir.
Sayfa 91 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Hariciler için bütün müminler ilke olarak birbirine eşittir ve eğer topluma bir baş gerekiyorsa, hiçbir köken farklılığı gözetilmeden, en yetkin Müslüman baş olmalıdır; başa böyle biri geçmemişse, kim olursa olsun, ona karşı imansız diye savaşılmalıdır.
Sayfa 95 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Kilise adamlarının geçimini sağlayan üç şey vardır: İnananların verdikleri sadakalar; bölge papazlarının yararlandıkları ayinlerde ve mevsimlik olarak verilen sungular; ve özellikle dinsel kurumlara hayır için bağış olarak terk edilmiş topraklardan gelen gelirler.
Sayfa 217 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Mevlana, temelde bir şeriat adamıdır. Öyle denildiği gibi hoşgörüden yana değildir; tam tersine, felsefeyi yasaklar. Sonra din ve mezhep ayrımı yanında ırk ve ulus ayrımı da yapar. Türk'ü ve Hintli'yi kötüler. Onun "aşk" ve "insan sevgisi"nden bahsederken bunları göz önünde tutmalı. Toplumda en yukarıda gördüğü, şeyhler, ermişler, padişahlar, varlıklılardır; alt katta ise halk ve köylüler vardır ve kötüler onları. Bu yanlarıyla tipik bir egemen sınıf sanatçısıdır.
Sayfa 266 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
14. ve 15. yüzyıllar feodal Avrupa için çetin yüzyıllardır. Başta iktisadi ve sosyal güçlükler gelmektedir: Kıtlık, savaş ve veba; insanları her an tehdit eden üç tehlikedir.
Sayfa 345 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Kıtlıkların neden doğdukları, onların boyutlarından ve yayılışından çok daha iyi biliniyor. Yerel olsun, genel olsun kıtlıklar hemen hep kötü havaların sonucuydu; savaşın yıkıntıları da çoğu kez bunu arttırıyordu.
Sayfa 364 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
18 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.