19.Yüzyıl: İlerlemenin Çelişmeleri

Yüzyılların Gerçeği Ve Mirası V

Server Tanilli

Yüzyılların Gerçeği Ve Mirası V Sözleri ve Alıntıları

Yüzyılların Gerçeği Ve Mirası V sözleri ve alıntılarını, Yüzyılların Gerçeği Ve Mirası V kitap alıntılarını, Yüzyılların Gerçeği Ve Mirası V en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bile bile antik dünya, gotik ya da Rönesans yeniden yaşatılmak istenir. Paris, İtalyan Rönesansı’nı severken, Büyük Yüzyıl’ın anısına bağlılığı sürdürür ve onu da aşıp Greko-Romen’i yeniden bulur. Örneğin Garnier, Opera binasında debdebeli dekorla aşırı süsü klasik bir çerçeve içine oturtur; ama Duquesnoy’nın Kuzey Garı ve Hittorp’un da Doğu Garı için uyguladığı sözde kalan bir klasiktir; öte yandan, Halles binasını kuran Baltard, Bizans’tan esinlenir. İngiltere’de, Tory’ler özellikle Gotik’e başvururlar; Whig’ler örneğin Buckingham Sarayı’nda ve kimi başka’ yerlerde klasiği seçerler. Viyana’da kimi eserlerde Gotik, kimisinde de Rönesans ağır basar; Brüksel’de, o dev adalet sarayı klasik biçemdedir.
İtalyan Marinetti 1909’da fütürizm’i atar ortaya ve yurttaşı Ungaretti fragmentist’lerin başıdır. Her ikisi de, tarihçi ve idealist filozof Croçe’nin etkisine uğramışlardır. Rusların arasına da gelip girer fütürizm. İspanya’da bir “98 hareketi” görülür: Küba’da ve Filipinler’de tadılan yenilginin arkasından bir vicdan hesaplaşmasını önerir. Bu olurken, Reuben Dario, lirik bir modernizmin başına geçer ve hareket Latin Amerika ülkelerinin çoğuna yayılır. Hauptmann ile Sudermann’ın doğacılığına Avusturya neoromantikleri, bir Bahr, bir Hoffmannstahl karşı çıkmışlardır; Almanya bu doğacılığı değerlendirdikten sonra, empressionizmi, 1912’den sonra da expressionizm’i tadar; bu sonuncusu, betimlemeden kaçıp nesnelerin özüne eğilir. “1880 insanları”nın lirik ve bireyci grubu Hollanda’ya uzun süre egemen olur. İskandinav şiirinin en büyük adları da liriktirler. Baltık, Adriyatik ve Ege arasında kendisini gösteren edebi uyanışa gelince, özellikle Polonyalılar, Çekler, Macarlar ve Rumenlerin yanında gelişmesini sürdürür.
Reklam
Batı’da ve güney yarımkürede eski sömürge sistemi ortadan çekilse de, aynı sistem doğuya doğru yayılır. Bu yayılış, İngilizlerin Hindistan’ı fethetmelerinden yana işleyecektir. Geçmiş yüzyılların gördüklerinden farklı hiçbir şey yoktur kuşkusuz: Güney Afrika’dan geçen yol, Afrika’nın Berberileri ve Mısır’la ilişkiler, gerilemekte olan Osmanlı İmparatorluğumun yazgısı, Güney Asya takımadaları ile Hindistan’ın sömürülmesi, sarı Çin dünyasının çekiciliği, Avrupalıların aşina oldukları büyük Doğu sorununun daha başka görünüşleri... Ne var ki, ticaret ilişkileri gelişir ve emperyalizm gözle görülür hale gelir.
İnsansal gücünün artışı gururlandırır Almanya’yı ki, 1870 ile 1900 arasında 40 milyondan 56 milyona çıkmıştır bu: Rahatlığın artışı ve sağlığı korumada varılan yetkinlik, nüfusu arttırmasa da ölüm oranını azaltır, ömrü uzatır. Dışarıya göç, yoksulların sayısını büyük ölçüde düşürür; ne var ki, kentlere doğru yığılma öylesi bir boyuta yükselir ki, ülkeyi besleyecek yeterli toprak olmadığından, gitgide sanayi üretimine doğru yönelmek ve mübadeleye bel bağlamak gerekir. Dün dışarıya tahıl ve hayvan yollayan ülke, güçlük çekmeden şu sloganları kabul eder: Verkehr, Handel. Dolaşma ve ticaret kastediliyor. Vaktiyle Zollverein’in sloganları da bunlardı.
1889’da, panamerikan konferanslar, yani emperyalist bir gücün ihtiyaçlarına yanıt veren bir Monroizm çağı başlar.
Geri19
95 öğeden 91 ile 95 arasındakiler gösteriliyor.