Bütün bunlardan sonra kaderci olunmaz mı? Ama insan bir şeye kesinlikle inanıp inanmadığını nereden bilebilir? Üstelik sık sık duyularımızın aldanışını, mantığımızın yanlışını inanç saymaz mıyız? Ben şüpheci olmayı severim: Bu eğilim karakter sağlamlığını baltalamaz ki... Tam aksine, önüme ne çıkacağını bilmediğim zaman daha büyük bir cesaretle atılırım. Çünkü ölümden daha kötü bir şey gelmez başıma; ölümden de kaçmak olmaz!