Yazarın okuduğum ikinci betiği. Bu kez bir ayrılık sonrası kişinin içinde neler yaşanır, bu yaşananlar dile nasıl dökülür, döküldükten sonra nasıl seni boğar okuyoruz. Beklenmedik bir ayrılık kimi üzmez ki? Hele de canınızdan bir bölüm olan biriyse giden, yiten, biten. Ardında ne sözler dökülür, ne yürekler burulur, ne acılara gebe olunur...
.
Genç yazarımızın kendi şiirleriyle beslediği deneme türündeki yarı öyküsel betik, okurken içinizde bir burgaç oluşmasına neden oluyor. Eğer bir de gerçekten sevmişseniz, satırların gideceği yer belli: Yüreğiniz. Oldukça akıcı ve günümüz Türkçesiyle yazılan yayın, duygusallığı sevenlere acı bir şurup gibi gelebilir ancak biliriz ki çaresi de o şurubu içmektedir.
.
Kalemini sevdim. Düzeltmen de güzel iş çıkarmış. Kısa ama derinlikli bir yapıt ortaya çıkmış. Bireyin içsel ortamına yağan saf bir yağmur gibi satırlar, sizi alıp götürecek. Ama geçmişe ama geleceğe. Bir sevda öncesi ya da sonrasına göre değişecek bir yolculuğa çıkaracak. Yalın, biçemi güzel ve kendine özgü. İçerisinde bolca da altı çizilecek tümce yer alıyor; duygunuza göre.