Niye susmuyordu içim? Yoksa ben de kendimle bir iç savaşın içinde miydim? Ben savaşmak istemiyordum ki... Kim soktu beni bu iç savaşın ortasına? "En kötüsü iç savaştır,"
Susup yaşıyorlar aşk dediklerine "aşk" demeye demeye... Deseler beklentiler başlayacak. Çünkü biliyorlar aşk demek beklenti demek. Ama onlar bekleyemez hiçbir şey, ne aşktan ne de birbirlerinden...
Savaşı, insanların gözleri, kulakları, ağızları çıkarıyor," demişti annem. Haklıydı. Onlar ki; gözleri, kulakları ve ağzıyla savaş çıkaran zavallı insanlar. Yaşadıkları her bir güne aç bir akbaba gibi başlıyor, gözleriyle arıyor, kulaklarıyla izliyor, ağzından salyalar aka aka avlanıyorlardı. Avları yaşamdı, zamandı; başkalarının hakkı, diğerinin özgürlüğü, ötekinin yaşama tutunabilme umuduydu. İnsan insanı avlıyordu ve böyle böyle büyüyor, güçleniyorlardı.