Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Zeytindağı

Falih Rıfkı Atay

Öne Çıkan Zeytindağı Gönderileri

Öne Çıkan Zeytindağı kitaplarını, öne çıkan Zeytindağı sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Zeytindağı yazarlarını, öne çıkan Zeytindağı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Acaba insanın öldüreceği kimseleri önceden, sağ olarak, karşısında dizlerine kapatmaktan ve dik boyunlarını eğdirmekten aldığı zevk nedir?
Sayfa 47 - Bilim ve Kültür Eserleri DizisiKitabı okudu
Hiçbir vatan hizmeti, vatana yapılmış olan fenalığı mazur gösteremez...
Sayfa 46 - Milli Eğitim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Aşağıya doğru öteki misafirlerin arasında bir kurmay göze çarpıyordu. Sarışın, sert ve bakınırken gözlerine takılmamak imkânsız! Salondan çıktıktan sonra, Hacı Âdil'e bu zatın kim olduğunu sordum. - Mustafa Kemal Bey, dedi. Sonra biraz şaşıca gözlerini manalaştırarak, ilâve etti: - Yamandır!
Sayfa 23 - Millî Eğitim Bakanlığı Yayınları
Kim kimi, kimin için ve niçin tutacaktı?
Sayfa 8 - Millî Eğitim Bakanlığı Yayınları
Medine, dini mallaştırmış ve maddeleştirmiş bir Asya pazarı idi. Kudüs dini oyunlaştırmış bir garp tiyatrosudur.
Sayfa 65 - Milli Eğitim YayınlarıKitabı okudu
Medine, peygamber ölüsü ile tüccarlık eden bayağı ve ahlaksız simsar yuvalarından biridir. Her Medineli uzaklardan gelen saf halka, bu harap ve pis çöl köyünün taşını, toprağını, kuyu suyunu kırk defa öptüre öptüre satar.
Sayfa 58 - Milli Eğitim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Mustafa Kemal Kurtuluş Harbini bırakmak fikrinde asla bulunmadı: Vatan adamı olduğu için!
Sayfa 116 - Bilim ve Kültür Eserleri DizisiKitabı okudu
Floransa ne kadar bizden değilse, Kudüs de o kadar bizim değildi. (...) Osmanlı saltanatı son bürokrat iken, bürokrasi bile tam-Arap, yahut yarı-Araptır. Türkleşmiş hiçbir Arap görmedikten başka, Araplaşmamış Türk’e az rast geliyordum.
Suriye, Filistin ve Hicaz’da: - Türk müsünüz? Sorusunun birçok defalar cevabı: - Estağfurullah! idi. Bu kıtaları ne sömürgeleştirmiş, ne de vatanlaştırmıştık. Osmanlı İmparatorluğu buralarda, ücretsiz tarla ve sokak bekçisi idi. Eğer medrese ve şuursuzluk devam etmiş olsaydı, Araplığın Anadolu yukarılarına kadar gireceğine şüphe yoktu.
Sayfa 38 - Milli Eğitim YayınlarıKitabı okudu
Karargâha yirmi yaşında gitmiştim; şimdi yirmi dört yaşındayım. Ümit, hayal ve iyimserlikten yuğrulan bu altın çağ, bir dede başı kadar yıpranmış, çileden geçmiş ve ağırlaşmış, onu omuzlarımın üstünde güç tutuyordum.
Sayfa 7 - Milli Eğitim BasımeviKitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.