Ey âşık:
Sana sesleniyorum. Daima diri ve dirilten, bilici ve bildiren, işitici ve işittiren, görücü ve gösteren, dilediğini dilediği gibi işleyen, her şeye gücü yeten, söyleyen ve söyleten, her şeyi yaratmaya kadir olan o muazzam kudretin sahibine karşı nasıl oluyor da ma'siyyet irtikap edebiliyorsun? O ulu varlık karşısında; âciz, nahif ve zelil bir kulsun, o ulu varlığa daima muhtaçsın. Nasıl olur da Rabbini unutur ve nefsine uyarsın ve o ulu varlığa karşı isyanda bulunursun?