artık görünmüyor mevsimde hüzün
bulutlar bir garip rüyaya dalmış
ufukta güneşi ağlatan yüzün
bir mültecî gibi tenhâda kalmış
toprak yandı gülüm; çeşmeler zehir
şimdi bilsen de bir, bilmesen de bir
...
(Spoiler içerebilir.)
Fatih Duman her şeyin bir dili var dinlersen diyor ve bu kitabı sadde ağacının kuru bir dalından diğer bir deyişle Emir Külal'in âsâsının dilinden anlatıyor. Öyle ki okudukça Âsâ'ya hayran kalıyorsunuz.
Kitap birbiriyle bağlantılı iki hikayeden oluşuyor.
İlkinde Buhara'daki çömlekçi dükkanında gönlünü ve ruhunu terbiye eden Emir Külal'in oğlu Muhammed Şemseddin'in gördüğü bir rüya üzerine Buhara'dan Medine'ye, yine burada gördüğü bir rüya ile Bursa'ya doğru uzanan yolculuğunu, Bursa'da Yıldırım Bayezid'e damat, gönüllere sultan oluşunu anlatıyor.
Muhammed Şemseddin bir an olsun âsâsını yanından ayırmıyor. Ve tıpkı Âsâ gibi ben de vefa diye bir şey olduğunu anlıyorum.
Diğer yandan dönemin önemli şahsiyetlerini, bilhassa Sonuncu Baba'yı da okuyacaksınız.
İkinci hikayede Ali Bekir'in annesinin vefatı üzerine dedesinin Bursa'daki köyüne gelip annesinin vasiyetini yerine getirmesini anlatıyor.
Okuması kolay, dili sade ve anlaşılırdı.
Lakin sonunu böyle beklemiyordum, farklı bir son olmuş.
Keyifli okumalar diliyorum herkese.
"İnsan böyleydi kötü olsa bile 'Nasılsın?' diye sorulduğunda 'İyiyim' derdi. Herkese değil belki de. İyi olmadığı vakit gerçeği sadece güvendiklerine, derdine derman olacağını bildiklerine söylerdi insan."
"Çok aramanın ve çok düşünmenin bir faydası yoktu. Ben de öyle yapmaya karar verdim. Oluruna bırakacak, Allah'a havale edecektim. O ki bütün yolları bilendi ve elbette bana da bir yol gösterecek ya da bir yola düşürecekti beni."
İlk kez bir kitap inceliyorum, hatalarım olabilir, kusura bakmayın :)
(Spoiler içerebilir.)
Od, Yunus Emre'nin yaşadığı acı ve sıkıntıları çok sevdiği eşi Sitare'yi kaybedişi ve oğlu İsmail'i aramasını ve bununla beraber gençliğinden dervişliğe doğru uzanan yaşamını konu alıyor.
Arka planda dönemin etnik yapısı siyasi durumu anlatılıyor.
Tapduk Yunus, Mevlana Celaleddin Rumi, Hacı Bektaşi Veli, Ahi Evran gibi önemli şahsiyetler yer alıyor.
Okuması kolay, anlaşılır, dili ağır olmamakla birlikte tasavvufi kısımlarda biraz üzerinde düşünmek gerekebilir.
Her konu başında anahtar kelimeler ve konuların çoğunda şiirlerinden bi dörtlük verilmiş.
İskender Pala'nın okuduğum dördüncü kitabı ve en sevdiğim birinci kitabı oldu Od.
İnsandaki ve toplumdaki madde ve mana dengesinin tezahürünü,
bi insanın hislerini ve duygularını bu kadar içten anlatması dolayısıyla kendimden, kendi hayatımdan parçalar buldum. Yunus da bizden biri, Bizim Yunus o.
İyi okumalar diliyorum herkese.
"Teslimiyet, bela yağmurları tufan olup değirmenin yolunu tutunca değirmenin alt taşı kadar sükûn içinde olabilmek, o derece vakar göstermek ve tahammül etmekti. "
"Dost dosta yâr olmalı. Allah'ın dostluğu rahmetiyle, kulun dostluğu taatiyle görünür. Allah'ın rahmetinin gelmediği hiçbir an yoktur. Kul gelen rahmeti göremiyor diye taatini kesip dostluğu zedelememelidir."