Tam iki saat sürdü, çay demlikte pişiyor biz de gülmekten yerlere seriliyorduk.
" Tatlı bir muhabbet için iki saatlik emek ne ki? "
Öyle ya, selamlaşmaların bile birkaç harflik anlamsız kelimelere dönüştüğü şu hız çağında, sırf acele ettiğimiz için ve hep çabuktan aldığımız için ıskalandığımız ne çok değer, ne çok insan, ne çok ilham ve fikir var ama değil mi?