Kızıma mektup :
" Sevgili kızım, içimdeki sokakları ayak parmaklarının ucunaki pembeliğe boyadım. Toprak evlerin damlarını hırpalayan bahar yağmurları gibi yine sana dökülüyorum. Biliyorum, özlemine sancıyan kalbimin mırıltılarının karşılığı yoktur. Yine de yazmak istiyorum. Lügatta karşılığını bulmayan kelimelerle sana özlemimi haykırmak istiyorum. Yine biliyorum, içimdeki belirsizliğe topladığım öksüz kelimlerin de hiçbir faydası olmayacak. Bu kadar imkansızlığa rağmen özlemine ıslanan gönlümü az da olsa sana haykırarak yamalamalıyım.
Sevgili kızım, seni çok özledim. Hayır, seni göresim geldi. Evet, seni çok göresim geldi. Biliyor musun? Seni dün rüyamda gördüm. Pembe ayak parmaklarının uçuyla bana koşuyordun. Dalgalanan siyah saçlarının ucundaki kumrallık evreni kesiyor, koşuşturan ayaklarına uyarak omuzlarında dans ediyordu. Bide gülümsemen vardı. O sadece evreni değil, beni de kesiyordu. Mavi gözlerinin altında toplanan, çocukluğumun pamuk şeklerine benzeyen yanaklarının pembeliği az önceki yağmur gibiydi. Hırpalıyordu göğsümdeki özlemini. Bana tam sarılmışken rüyamın burada bitmesine ne demeli ? Kokunu içime çekmedim, işte buna yanıyorum. Acaba ne renk kokuyordun ? Gerçi bunun da bir karşılığı yok.
Sevgili kızım, yine hiçbir karşılık bulmayan kelimelerimle sana mırıldadım. Mırıltılarım bitti. Şimdi sadece dua ediyorum.
Bir kez daha rüyama gel.
Bir kez daha gel...
Seni göresim geldi,
Seni çok göresim geldi."🍁
Baban....