Müthiş bir kitap. Sürükleyici ve gerçek! Gerçek olamayacak kadar gerçek. Haluk Özdil'in her kitabini nefesimi tutarak okuyorum. Su gibi akıyor sayfalar ve nasıl bittiğini bile anlamıyorum. Konusu, olay örgüsü ve verdiği bilgilerle çok kıymetli bir çalışma. Merakla yeni romanını bekliyorum. Kendinize bir kahve yapın ve alın elinize bu kitabı, kendi kendine bitiverdigini göreceksiniz..
Gerçek ve kurgu harmanlanmış ortaya sürükleyici bir kitap çıkmış. Genel olarak beğendim ancak bazı bölümlerde kargaşa hakimdi. Gerçek isimlerin ve bazı detayların değiştirilmesini anlarım, mesela kitapta öldürülen mühendis Cemil’in sağ bileği kesilmişti, gerçekte ise Hüseyin Başbilen’in sol bileği kesilmiş. (Aselsan Cinayetleri isimli kitapta gerçek haliyle anlatılmıştı.) Ancak kitabın başında Ertan Güler olarak ortaya çıkan yazar sonra Ertan Günalp oldu, tekrar Güler oldu ve Günalp olarak veda etti. Bir bölümde de Ertan, Şule’yi tek başına ziyaret edip arkadaşının defterinden bahsederken “Gökhan” defteri havaya kaldırdı. Basmadan önce okumuyorlar mı mantık hatalarını görmüyorlar mı anlamıyorum.
Kozmik odalar, istihbarat teşkilatları, ajanlar, devletler, kripto polisler, hainler, vatanseverler kapıştırılırken basit mantık hatalarının yapılmış olması kurguyu zayıflatmış.
Buradaki incelemeleri okuduğumda kitapta “evrenin sırrını” bulacakmışım gibi hissetmiştim :) Sonuç; hayal kırıklığı oldu.
"Ses teknolojisinin en önemli özelliği subliminal mesajlardır. Müziğin veya şarkının içine insanın algılayabileceğinden yüksek bir frekansta söylenmiş mesaj yerleştirilir. Üst bellek tanımlayamaz ama alt bellek tanımlar."
Yeni kuşaktan okurların çoğu sadece yazar olduğunu düşündükleri George Orwell’ın İngiliz gizli servisine çalışan, birçok meslektaşını “komünist” diye ihbar eden bir adam olduğunu bilmiyorlardı.