Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
AP Konya eski milletvekili Yılmaz Öztuna lise son sınıflar için bir tarih kitabı yazmıştır. Bu kitap, Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulunca lise son sınıflarda tarih kitabı olarak okutulmaktadır. Kitabın 310. sayfasından şu satırlara göz atalım: - Saltanatın düşmesi ile Türkiye tarihinin ikinci devresi kapanır ve içinde bulunduğumuz üçüncü devre, cumhuriyet devri başlar. Yazar, aynı sayfanın bir başka satırında, "Bu arada 29 Ekim 1923'te, yeni rejime ad konularak cumhuriyet ilan edilmişti" diyor amma, cumhuriyetin kuruluşu ile halifeliğin kaldırılışı arasındaki dönemi "cumhuriyet" saymıyor.
Amerika ile bir sözleşme yaparak, Lockheed konusunda Parlamento denetimini ortadan kaldıran kim? Demirel. Sözleşmede, Lockheed ile ilgili belge ve bilgilerin ancak mahkemelere verileceğini kabul eden kim? Yine Demirel.
Reklam
ABD Adalet Bakanlığı, sözleşme hükümlerini hatırlatarak, Türk hükümetinin sözleşmenin temel koşulu olan gizliliği bozduğunu, bu nedenle belge ve bilgi veremeyeceğini bildirmiştir.
GİRİŞLER 1031 - KONTRGERILLA ÖĞRETİLERİ
Millet Meclisindeki Lockheed tartışmaları bir gerçeği gün ışığı gibi ortaya çıkarmıştır. Adalet Bakanı ismail Müftüoğlu, ABD ile imzalanan sözleşme gereğince, Lockheed'le ilgili belge ve bilgilerin ancak "adli mercilere" verilebileceğini, bu nedenle, önce, kamu kesimindeki alımları araştırmakla görevli komisyona bilgi ve belge vermediğini, fakat Başbakan Demirel'in ısrarı üzerine, komisyona bilgi ve belge vermek zorunda kaldığını açıklamıştır.
Sırlarla dolu bir başka konu. Kim aydınlatmak istedi: UĞUR MUMCU.
Gerçek "bölücülük", yurttaşları yaşadıkları yurt topraklarında, içinde bulundukları ekonomik koşullara bakarak bölüp parçalamak demektir. Bu da egemen sınıf baskısıdır. Temel çelişki, bir etnik grupla, öteki etnik gruplar arasında değildir. Büyük çelişki, sermaye ile emek arasındadır. Sermaye ve emek arasındaki bu çelişkiyi gizleyip etnik çelişkileri ön plana ve üstdüzeye çıkarmak bir egemen çevre tuzağıdır.
- Milliyetçiler birleşiniz... Nerede birleşsinler? Vergi iadesi kuyruklarında, teşvik belgesi kapılarında, usulsüz kredi veznelerinde, benzin bayilerinde, parada, pulda... Ulusal gelir, sosyal adalet ilkeleri uyarınca dağılsın mı? Olmaz efendim, bu komünistliktir. Yeraltı kaynaklarımız devlet tekeline geçsin mi? Hayır efendim, yabancılarda kalsın. Petrollerimiz, madenlerimiz millileştirilsin mi? Olur mu efendim?., Milliyetçilikle bağdaşır mı?..
Reklam
Geleceğimiz ne kadar kararırsa, geçmişe dönüp kahramanlık türküleri söyleyeceğiz. Halkımız da böyle ninnilerle uyutulacak: - Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik. Evet öyleydik amma, şimdi ne haldeyiz?
Acaba korkutabilir miyiz? Acaba sindirebilir miyiz? Korkarlar mı? Sinerler mi? Düşündükleri hep bunlar. Çünkü gidiyorlar, göç başladı; ve artık hesap verecekleri günleri düşünüyorlar. Er geç hesap verecekler; yarın, öbür gün.,. Ama mutlaka hesap verecekler. Bundan korkuyorlar; hesap vermekten korkuyorlar... Korku onun korkusu, telaş onun
...Kontrgeriîla, devletin yasal yetkililerince denetlenemeyen bir CIA kuruluşudur.
Türkiye Cumhuriyeti, ulusal sınırlar içinde, her yurttaşına, devletin bütün olanaklarını eşit olarak dağıtmak zorundadır. Devletin varlık nedeni budur, yurttaşlık bağının kökeninde bu ulusal düşünce yatar. Temelinde Mustafa Kemal'in bağımsızlık harcı bulunan cumhuriyetimiz, yurttaşlarına karşı "ırk ayrımı, sınıf ayrımı" gözetmeden güçlenecektir.
28 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.