Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
İyi bir hatıra iyi bir şarap gibidir, yalnız içmemek gerekir.
Sayfa 37 - Yapı Kredi Yayınları, çev. Can BelgeKitabı okudu
Kimliğini buldum, fotoğrafın güzel çıkmış, kendi kimliğimle birlikte cüzdanıma koydum; iki fotoğraf üst üste gelecek şekilde yerleştirdim; hiç olmazsa orada birlikteyiz. Cüzdanında kâğıt paralar buldum, onları kullanmaya cesaret edemiyorum, senden çalmışım gibi hissederim. Aptalca tabii, cenaze masraflarını kendi cebimden ödedim ne de olsa. Bana borçlusun. Üç bin Avro. Halbuki pahalı bir tabut almamıştım, nasıl olsa yakacaktık.
Sayfa 31 - Yapı Kredi Yayınları, çev. Can BelgeKitabı okudu
Reklam
Bir gün Josée'yi lavabonun deliğini bir pompayla pompalarken gördüğümde, bundan bir tane daha alacağımı söyledim. Sordu: "Neden iki tane beyefendi? Bir tane yetiyor." Şöyle cevap verdim: "İki çocuğum olduğunu unutuyorsunuz Josée." Anlamadı, Ben de Mathieu ve Thomas'yı gezdirirken, onları bir derenin üzerinden geçirmek gerektiğinde, pompa kullanmak pratik olur diye açıkladım. Pompayı çocuğun kafasına tutturuyorsun. Sonra da pompanın sapından tutup çocuğu karşıya geçiriyorsun, böylece ayakları ıslanmıyor. Onları kucağına almaktan daha kolay. Josée'nin ödü patlamıştı. O günden sonra pompa ortalıktan kayboldu. Onu saklamış olsa gerek.
Sayfa 35 - Yapı Kredi Yayınları, çev. Aslı GençKitabı okudu
Şöyle diyenler de var: "Engelli çocuk, Tanrı'nın bir armağanıdır." Bunu şaka niyetine söylemiyorlar. Bunlar nadiren engelli çocukları olan insanlar. Bu hediyeyi aldığınızda, Tanrı'ya şöyle demek geçiyor insanın içinden: "Aa! Ne gereği vardı..."
Sayfa 25 - Yapı Kredi Yayınları, çev. Aslı GençKitabı okudu
Kedim benim gibi gri. Kedimin de benim gibi romatizmaları var. Kedim benim gibi yaşlı. Eğer onun kedi yılları insanın yıllarına çevrilecek olursa aynı yaş çıkar. İkimizden hangisi daha önce ölecek? Sürpriz. Bu ben olayım isterdim. Ama o bensiz ne yapacak? Onu besleyecek biri mutlaka olacak fakat onun boynunun en uygun yerini, ki bunu sadece ben bilirim, kim gıdıklayacak?
Sayfa 205 - Yapı Kredi Yayınları, çev. Billur KökerKitabı okudu
Geçmişinize fazla eğilmeyin, yoksa tekrar doğrulamazsınız.
Sayfa 157 - Yapı Kredi Yayınları, çev. Billur KökerKitabı okudu
Reklam
İnsan yirmi yaşında iken çok şeyler yapmak istiyor. Otuz yaşında o şeylere başlaması gerektiğini düşünüyor. Kırk yaşında bunun pek de basit olmadığının farkına varıyor. Elli yaşına gelince çok ihtiyatlı oluyor.
Sayfa 147 - Yapı Kredi Yayınları, çev. Billur KökerKitabı okudu
Ben on yaşında iken bir ihtiyar otuz yaşında idi. Ben otuz yaşında iken bir ihtiyar elli yaşında idi. Ben elli yaşıma girdiğim zaman bir ihtiyar yetmiş yaşında idi. Ona ne zaman yetişeceğim?
Sayfa 55 - Yapı Kredi Yayınları, çev. Billur KökerKitabı okudu
Yaşam güzeldi. Güzel anılar yüzeye çıkıyor, onlar daha hafifler. Çok ağır olan kötüler dipte kalıyor.
Sayfa 11 - Yapı Kredi Yayınları, çev. Billur KökerKitabı okudu
her şeyi fazlasıyla anlamak bir hastalıktır gerçek tam manasıyla bir hastalık
Şimdi büyüdüm, yaşamın zor olduğunu biliyorum ve hayatı daha dayanılır kılmak için "kötü" yollara başvuran kimi daha hassas insanlara kızmamak gerektiğini de.
Sayfa 81 - Yapı Kredi Yayınları, çev. Zafer DemezKitabı okudu
Reklam
Üzgündüm, babamın ölmüş olmasından dolayı değil de, hayatının sonuna kadar içmiş olmasından dolayı. Ben, bir gün içmeyi bırakacağını, paramızın olacağını, annemin artık çalışmak zorunda kalmayacağını, diğerleri gibi normal bir hayatımızın olabileceğini sanıyordum. O gün, bunun asla olmayacağını anladım.
Sayfa 78 - Yapı Kredi Yayınları, çev. Zafer DemezKitabı okudu
Babamın defnedildiği gün, hava kötüydü. Herkes üzgündü, özellikle de müşterileri. Aralarından birçoğu ağlıyordu. Biz, ailesi, ağlamıyorduk. Müşterileri olma şansımız olmamıştı.
Sayfa 78 - Yapı Kredi Yayınları, çev. Zafer DemezKitabı okudu
Bir Gün, Babam Gerçekten Öldü
Bir sabah, çok erken vakitte, annem odama geldi, "Sanırım baban öldü" dedi. "Yine mi..." dediğimi hatırlıyorum. Kalkmak istemiyordum, yorgundum ve yorganın altına girdim. Babamı o kadar kör kütük sarhoş görmüştüm ki, gerçek bir ölüyle kör kütük sarhoş biri arasındaki farkı bilemiyordum. Sonra babam doktordu ve bir doktor ölemezdi. Annem, "Bu seferki gerçek. Hadi kalk" dedi. Kalktım. Odasına gittim. Yatağın yanı başına düşmüş, ağzı kan doluydu. Beni azarlamadı, gerçekten ölmüştü.
Sayfa 76 - Yapı Kredi Yayınları, çev. Zafer DemezKitabı okudu
Acaba babam hiç evlenmeyip, dört çocuk sahibi olmasaydı daha mı iyi olurdu?
Sayfa 73 - Yapı Kredi Yayınları, çev. Zafer DemezKitabı okudu
Sonra, alkolik babaların çocuklarının zayıf, cılız, tam gelişmemiş ve her türlü hastalığa karşı dirençsiz oldukları yazılıydı. Bazen de deli veya aptal oldukları. Bunu hiç kimseye söylemedim.
Sayfa 72 - Yapı Kredi Yayınları, çev. Zafer DemezKitabı okudu
50 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.