İnsanlığın, kendini içinde bulduğu durum, fazlasıyla tehlikeli. İnsan, gerçekleştirdiği bütün teknik ve bilimsel ilerlemeyle açlık ve yoksulluk problemini çözmek zorunda. Bir sonraki tarihsel gelişmeyi öngörmek ve yolumuzu değiştirmek için hala vakit var. Fakat çabuk hareket etmezsek inisiyatifi kaybedeceğiz ve bizim oluşturduğumuz şartlar, kurumlar ve silahlar egemen olup kaderimize karar verecekler.
Say Yayınları
Kuşkusuz tarihte tesadüf görünenin altında her parçaya hükmeden bir yasa mevcut..
Sayfa 9 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Kendilerini toplumdan ayıran tarikatlar ve cemaatler, her biri kendi ismi altında kendi düzenini kurdu. Kendi ekonomisini yarattı. Kendi örgütlenmelerini oluşturdu. Yetmedi kendi takkelerini, kendi türbanlarını, kendi ritüellerini yarattı. Yeni tanımlanmış din, kitaplardaki dinin yerine geçti. Kendini Tanrı ile kulun arasındaki öyküyle tanımlayan inancın yerini, anayasası biat olan bir başka düzen aldı..
Sayfa 10 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Aynı dinden, aynı mezhepten, aynı tarikattan hatta aynı hocaya bağlı gruplar, birbirlerini din dışı sayıyor. Cemaat ve tarikat hocalarının ağzı kâfir fabrikası gibi çalışıyor..
Sayfa 10 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Tarikat düzeni din sosuna batırılmış bir mafya düzeni üretiyor. Mafya ise din dersine girmemiş bir tarikata dönüşüyor..
Sayfa 10 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Cinayetleri soruşturması, derinleştirmesi ve nihayetinde katili bir bütün olarak açığa çıkarması gereken kurumlar, konu tarikat ve cemaatler olunca duvara çarpıp geri dönüyor. Failler; bıçağı tutandan, tetiği çekenden ibaret sayılıyor. Bunun için şehit olmuş bir imamın cesedi bile çiğnenebiliyor, adı dahi unutturulabiliyor. Dökülen kana devletin rızası karışıyor..
Sayfa 11 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
FETÖ de Nakşibendiliğin Nur kolundan çıkmış bur cemaatti. Diğerleri FETÖ'den sonra onun sistemini başka isimler altında sürdürdü..
Sayfa 11 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Katli Vacip, laiklik ile din ve vicdan özgürlüğünün iki kardeş olduğunu da gözler önüne seriyor. Çünkü laiklik, enerji çok dindar yurttaşlarımızın inançlarının onlara bir bıçak gibi saplanmasını engelliyor. İnançlarını, sömürüden özgürleştiriyor. Yediğine, içeriğine, adımına, hatta cinselliğine bir şeyhin karar verdiği düzendeki ölümcül bağlanmanın, aslında hür inancı ortadan kaldırdığını bir fotoğraf karesine dönüştürüyor..
Sayfa 11 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
"Bu dünyanın gerçek gizi görünür olanda, görünmeyende değil" diyor Oscar Wilde..
Sayfa 15 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
15 Temmuz gecesi Ankara'daki TÜRKSAT kampusunu FETÖ'cü askerler bastı. Tesisler İşletme Müdürü Ahmet Özsoy'u silahıyla vurarak öldüren FETÖ'cü asker, Özsoy'un yanı başında su istedi.
Sonra da istediği suyu besmele çekip, yere oturarak üç yudumda içti.
Gözünü kırpmadan soğukkanlılıkla cinayet işleyen FETÖ'cü asker, aynı anda "cemaatçi / dindar" kimliğine bürünüp, Peygamber sünneti diyerek suyu İslami kurallara göre içti.
İşte artık gerçeğin gizinin görünür olduğu an oydu.
Türkiye'de de özellikle muhafazakâr toplumdaki değişim, cemaatlerden kopuş böyle başladı..
Sayfa 15 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Gülen Cemaati'nin içinden bir katiller ordusu çıktı..
Sayfa 15 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
"Dünyayı anlamak yetmez, onu değiştirmek gerekir.."
Sayfa 19 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Faik Bulut, Türkiye'nin 1952 yılında NATO'ya kabul edilişi, ABD ile ilişkilerin geliştirilmesinin gizli şartlarından birisinin dindarlığın önünün açılması olduğunu söyledi:
Siyasal İslam'ın, tarikat yoluyla ya da başka yollarla önünün açılmasıydı. Adnan Menderes'in kabul ettiği şey buydu..
Sayfa 20 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
İlk öğrenci cinayeti 17 Temmuz 1968 tarihinde gerçekleşti..
Sayfa 21 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Yaşar Kemal, Vedat Demircioğlu'nun ölümü üzerine polisin tavrını Nazi polislerine benzeterek şu satırları kaleme aldı:
Son Teknik Üniversite olayları gösterdi ki, bu polis gerçek bir SS’tir. Hitler en haşmetli devrinde bile bir üniversite bastırmaya cesaret edememiştir. Öylesine korkunç bir zihniyetle yetiştirilmiştir ki toplum polisi, gencecik kardeşlerini yerlerde sürükleyerek öldürmekten çekinmemişlerdir..
Sayfa 22 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu