Raif Efendi

Raif Efendi
@theoverthinker
İflah Olmaz Bir ASOSYALİM : Yaşamak zorunda bırakıldığım bu son derce garip gerçek dışı dünya sanki hasta bir beynin ürünü kötü bir fantezi.
Hâlifelerden biri, minberde şöyle konuştu: “Ey Allah’ın kulları! Allah’tan korkun, Allah’ın emirlerini yerine getirin, yasaklarından da uzak kalın. Her an Sur’a üflenip sizleri çağıracak gibi uyanık olarak uyuyun. Unutmayın ki Dünya sizler için kalıcı bir ev olmayacaktır. Bu bakımdan Ahiret yurdu için hazırlanın. Ölümün gölgesi üzerinizde
Sayfa 52 - Çelik Yayınevi
Reklam
Hasan Basri bir öğüdünde şöyle sesleniyor: “Durmayın acele edin! Haydi çabuk davranın! Şu alıp verdiğiniz nefesleriniz var ya, eğer o nefesleriniz dursa, artık bundan böyle iyi işler yapabilme imkanınız da kalmayacaktır. Oysa o iyi ameller sizi Yüce Allah’a yaklaştıracaklar. Onun için acele edin! Allah, kendi nefsine bakıp da hesabını gören kimseye rahmetiyle muamelede bulunsun ki, o kimse günahlarının sayısı üzerine hep gözyaşı döker durur.” Daha sonra da şu ayeti okudu: “Biz onlar için (günlerini ve nefeslerini) teker teker sayıyoruz.” (Meryem, 19/84). En son sayı da, çıkacak olan son nefesin olacaktır. Son nefes, ailenden, sevdiklerinden ayrılığın olacaktır. Son sayı, senin kabre bırakılman olacaktır.”
Sayfa 50 - Çelik Yayınevi
Ey zavallı insan, sakın ola ki ölümü aklından çıkarma! Çünkü akıntı seni önüne katmış gidiyor, sen ise bunun farkında bile değilsin. Amacın menzile erişmektir. Belki de o menzil oldukça yaklaşmış, mesafe de sona ermiş olabilir. Sakın ola ki emeline aldanmayasın. Fırsatları ganimet olarak değerlendir ve her nefes alıp verişinde güzel işlere koş. İhmal ettiğin, değerini bilemediğin her bir nefesini, şu anda yerini dolduracak iş ve hizmetler için harca, salih amel işle.
Sayfa 46 - Çelik Yayınevi
Ayrıca gönülde ölümün etkili olabilmesi için en tesirli tedâvi yöntemi, kişinin kendi benzerlerinin ve akranının ölümünü gözlerinin önüne getirmesiyle mümkündür. Onlar henüz beklemedikleri bir anda, hesapta olmayan bir zamanda ölümün pençesine nasıl da düştüler? İnsan bunları mutlaka düşünmelidir. Ancak ölüm ve ötesi için gereken hazırlığı yapanlara gelince; işte onlar gerçekten de büyük bir kurtuluşa erdiler. Fakat, tûl-i emel peşinden koşturanlar, hep ileride yaparım beklentisi içerisinde hareket edenler, çok açık-seçik bir hüsrana ve zarara uğradılar.
Sayfa 41 - Çelik Yayınevi
İnsan her zaman şöyle bir kendi organlarına, gözlerine dönüp bir baksın. Baksın da şunları düşünsün: “Şu gözlerimi, organlarımı, hassas azalarımı kurtlar ve böcekler nasıl da yiyecekler! Bu kemikler nasıl da çürüyüp toz toprak olacaklar!” Hele şöyle bir düşünmeye başlasın: “Mezarlıkta toprak altında kurtlar ve böcekler önce benim sağ gözümün bebeğini mi, yoksa soldakinin bebeğini mi yemeye başlayacak?” Üzerinde et namına ne varsa hepsi toprak altındaki kurt ve böceklere yem olacaktır. Artık kendisi için tek bir şey geriye kalacak, kurtlar ve böcekler oraya uzanamayacaklardır. Bu da kişinin ilmi ve amelidir. Eğer bu ilim ve amel Allah rızasını taşıyor ve samimî bir şekilde, ihlâs ile yapılmışsa, kişi bunun yararını mutlaka görecektir. Bu arada kişi, ileride söz konusu edeceğimiz kabir azabını da şöyle bir kez gözlerinin önüne getirsin. Münker ve Nekir’in sorgulamalarını düşünsün. Haşr’ı ve dirilmeyi düşünsün, kıyametin o korkunç durumunu gözlerinin önüne getirsin. O büyük arz gününde, huzurda toplanmak için yapılan o şiddetli çağrıyı düşünsün. İşte bu ve benzeri şeyleri düşünmekle insanın gönlünde ölüme karşı bir hareketlilik başlar ve dolayısıyla bundan böyle ölüm ve sonrası için de gereken hazırlığını yapar, yapmaya çalışır.
Sayfa 42 - Çelik Yayınevi
Reklam
7,6bin öğeden 1 ile 6 arasındakiler gösteriliyor.