Gittin uçuverdin elimden,
Bir bilsem; kim koparır seni benden?
Bu çılgın, bu vahşi ateşi söndürmek mi dileğin
Yoksa kaçınmak mı olduğum yerden?
Elisabeth
Sayfa 168 - Everest Yayınları 1.Basım Kasım 2003Kitabı okudu
Kitap imparatoriçe Elisabeth'in öz yaşamından esinlenerek yazılmış, 1874 yılı şenlik balosunda karşılaştığı genç adam Franz Taschnik ile bir gecelik vals etmeleri ve aralarında ki, duygusal yakınlaşmanın gizemli bir aşk ile yaşadıkları sürece mektuplaşmalarını anlatıyor. Franz Taschnik'in 1934 Yılında ölümüne dek süren bu gizemli aşk öyküsü.
Eser Bilgisi
Kadın otuz altı, erkekse ondan on yaş küçük; yirmi altı yaşındaydı. Kadının üzerindeki manto ve yüzündeki maskeden başka dikkat çekici bir özelliği yoktu. Adam kadının kim olduğunu asla bilemedi. Hepsi hepsi üç vals, mektuplar ve bir şiir...
Adam kadına deliler gibi aşık olmuştu.
Adam ancak seksen altı yaşına girdiğinde gerçeği öğrendi:
Kadın İmparatoriçe'ydi. Bu gizemli aşk, altmış yıl boyunca mektup sayfalarında tüm heyecanıyla sürmüştü.
Bu arada yükselen kapitalizm ile birinci Bosna savaşının gölgesinde, Viyana`yı inleten frengi salgını, her yanda mülteciler, kopan skandallar, peş peşe gelen intiharlar günlük yaşamı etkisi altına almıştı.
Muhteşem Senyora kitabıyla tanıdığımız, Fransız romancı ve düşünür Catherine Clement, Bitmeyen Vals`te Avusturyalı Prenses ve Sisi`nin yaşamını konu alıyor. Habsburglar`ın Avrupa`sı, Balkan Savaşları, Strauss`un Viyana`sı ve çağdaşlaşma salgını fonu üzerinde bir mite dönüşen, sihirli bir Elisabeth görüntüsü çiziyor belleklerde. Bitmeyen Vals, yasak aşkların acıyla örülmüş mutluluğunu olağanüstü bir biçimde dile getiren etkileyici bir yapıt.
Halk gülmeye başlayınca
Vaktiyle bir memleketin idarecileri, halkın dertlerini unutmuşlar. Bir taraftan enflasyon ve hayat pahalılığı artarken; diğer yandan halka özveri ve diğergamlıktan bahsediyorlarmış. Bu arada bütçe açık vermeye, hazine boşalmaya başlamış. İdareciler bunu önlemek için mallara yeni zamlar yapmışlar, yeni yükümlülükler getirmişler. Ülkenin hakimi, adamlarını gönderip halkın tepkisini ölçmek istemiş. Tabii gelen haberler fena:
-Efendimiz, halk çok şikayetçi. Hepsi burnundan soluyor. Kızgınlıkları had safhada.
Ertesi hafta yeni zamlar yapılmasını emretmiş hakim. Sonra yine adamlarını gönderip halkın nabzını öğrenmek istemiş:
-Efendimiz, bu sefer halk, ha ayaklandı; ha ayaklanacak. Sarayınızın kapılarına dayanırlarsa şaşmayın.
Hakim yine sakin, bir hafta sonra yeniden zamlar yapılmasını istemiş. Bu seferki zamlardan sonra gelen habercilerin yüzleri gülüyormuş:
-Efendimiz, çok şükür tehlike geçti. Halk sokaklara dökülmüş; gülüyorlar, oynuyorlar. Kimsenin hiçbir şeyden şikayet ettiği, hele zamları düşündüğü falan yok!..
Hakim bu haberi duyar duymaz sarayın kapılarını sürgületmiş ve demiş ki:
-İşte bu sefer halkın sabrı zorlanmaya başlamış; zamlara son verin.