Can Yücel;
‘ Bir iş açacaksın sen başımıza,
Yangın mı olur artık,
Bahar mı ? ’
Dediği zaman bütün herkesin yüreğine dokunmuştu aslında.
Kimisinin içinde yangınlar varken,
Kimisinin içinde de baharlar var.
Tolstoy şöyle diyor;
"Bir erkeğin bir kadına verebileceği en güzel şey;
Ömrünün geri kalanında bütün kadınlardan vazgeçmiş olup,
Sadece onun için atan anlamlı bir kalp."
Sanırım en doğru zamanda karşılaşmışız.
Aylardan Ekim ve Takvim yaprağı 8’i yan yatırmış.
Sanki o gün durmuş da zaman,
Bizim tanışmamızı istiyormuş.
Günlerden de Perşembe’ymiş.
En mutlu günümmüş o gün benim.
Doğum günümde sana rastlamam,
En büyük mucizelerden biriymiş.
Oysa ben mucizelere de hiç inanmazdım,
Taa ki sana rastlayana kadarmış.
Tuttuğum bütün eller,
El olup uzaklaştığında,
Yeryüzünün tüm yüzleri,
Bana sırt çevirdiğinde,
Senin bana herkesin yerine,
Her şey olabilme çabanı,
Ölsem unutmam.
Kahve içmeyi seven bir adam değilim.
Çay severim.
Kahvaltı bile en fazla 2 tane.
Bazen de keyfe çay içerim.
Ama keyfe çay içmem için de deniz manzarası olması gerekir,
Bir de manzaramı güzelleştiren senin o güzel gözlerin.