Türkiye'de Atatürk sonrası bürokratik entelijansiya, fikir alışverişi sonucunda şekillenecek bir kamu yararı kavramına sahip değildi. 1960'ların başlarında önerileri hükümet tarafından aynen kabul edilmediği için Devlet Planlama Teşkilatının uzman kadrosu istifa etti. Söz konusu entelijansiya, bırakınız bir sınıfın, çoğunluğun çıkarları ile özdeşleştirilen bir kamu çıkarı kavramına dahi karşı idi. Ekonomik grupların kişisel çıkarları hemen "bencillik" olarak yaftalanıyordu. Bunun nedeni, bürokratik entelijansiyanın belirli norm ve değerler ile özdeşleştirilmiş bir kamu çıkarı kavramını benimsemiş olmaları idi.
Eski Fransız başkanı yazar ve edebiyatçı M. Herriot, Atatürk için şöyle yazmıştır:
Onda, hayran olduğum iki harikulade vasıf vardır; birincisi alev gibi parlayan vatan sevgisi, diğeri eserine mutlak bir mantık ve vahdet manzarası veren nefse hakimiyettir.