Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Profil
MENFİLERİN KULUÇKA YATAĞI...
Netâmeli Bâbıâli; ya, üstün seviyeye hiçbir zaman ulaşamayacak menfilerin, yahut menfi bile olmaktan âciz ve keyfiyet cevherinden mahrum bîçarelerin kuluçka yatağı!.. Ve eğer bir gün bir zuhur olur da, Bâbıâli'den büyük çapta bir kafa peydahlanırsa, ne yapıp yapıp kendi fikir dölünü yetiştirmek ve ancak ondan sonra, içinden Bâbıâli'yi yıkmaya mecbur...
Sayfa 297 - Parti 2. Baskı 1976, Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
*PALAMAR
- "Bâbıâli bir remzdir ve Çemişkezek'te bile bir fikir kımıldanışı olsa, yanaşacağı ve palamar atacağı rıhtım Bâbıâlidir..."
Sayfa 295 - Parti 2. Baskı 1976, Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
Reklam
HAYAT SÜREN LEŞLER...
- "Leş hayatının sonuna doğru, dinî bayramlarda kapısına "Müslümanların gününde ziyaret kabul etmiyorum!" diye yafta asacak kadar kuduz İslâm düşmanı Nurullah Ataç, denilebilir ki, Sabahattin Rahmi ile, birbirine zehir aşılayan ve birbirinden zehir alan iki "sevici" manzarası arzeder...
Sayfa 267 - Sabık Şair, 2. Baskı 1976, Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
1939'DA BAŞLAYAN HAYAT...
Onun asıl yolu, irşad edicisini bulduktan sonra tutmaya mecbur olduğu istikamet ve sürmekle mükellef bulunduğu hayat bakımından 1939'da başlar ve daha ne kadar ve ne şekilde devam edeceği belirsiz olarak safha safha bugüne kadar gelir...
Sayfa 251 - Politika, 2. Baskı 1976, Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
SAMAN YERİNE, SÜMBÜL...
Mistik Şair, Eski Yunan'da lirizmin kurucusu nakkaş şair (pindaros)a yakıştırdığı şu cümleyi tekrarlamaktadır: - "Meğer ben katırların yemliğine, saman yerine sümbül dökmüşüm!"
Sayfa 247 - 248 Dolap Beygiri, 2. Baskı 1976, Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
ŞEYH GALİP ve BÂBIÂLİ...
Bâbıâli üstün muvazene ve nizam devrinin son Şairi Şeyh Galip'ten, onun: "Bir şulesi var ki şem'i cânın / Fânusuna sığmaz âsumânın" (Öyle bir alevi var ki cân mumunun / Fenerine sığmaz semanın) dediği hikmetten düşürerek ve can mumumu karartarak bağırsak sesine kadar indirmiştir..."
Sayfa 247 - Dolap Beygiri, 2. Baskı 1976, Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
Reklam
ŞAİR-İ ÂZAM ve YENİ HARFLER...
Abdülhak Şinasi: "Yeni neslin en kuvvetli şairi..." diye takdim ettiği - "Genç Şaire göre, dedi; bu harflerle zekâ terbiyesi bile yerine getirilemez!" Abdülhak Hâmid, dikkatli anlarında daima yaptığı gibi (monokl"ünü gözünden düşürdü ve genç şaire döndü: "Aferin oğlum, fikirlerine tamamıyla katılıyorum!" Ve sonra (d) sesi veren bazı kelimelerin (t) ile yazılmasındaki sakilliğe işaret ederek dedi ki: "Ömrümün sonunda, ismimin sonuna bir "it" ilâve ettiler!"
Sayfa 133 - 134 Şair-i Âzam, 2. Baskı 1976, Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
ULVÎ ZORLUK...
- "Ah şu sefil kolaylıklar!.. Onlardan ne zaman sıyrılacak ve ulvî zorluğa kucak açacağız..."
Sayfa 132 - Züppeler Çerçevesi, 2. Baskı 1976, Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
YENİ HARFLER: UYUŞTURCU ZEHİR!..
Genç Şair Peyami Safa'yı işaretletip devam etti: - "Peyami'ye sorarsanız yeni harfleri beğenen ahmaktır; bu da söz mü?.. yeni harfler bu memleket kültürünü, zekâ inkişafını sıfıra indiren bir uyuşturucu zehirdir, temel kültürümüzle aramızı açmaktan başka bir şeye yaramayacak, eski Yunan ve Lâtin kültürüne de yol açamayacak, millî tefekkür istidadını karartacak ve iş, kelime âleti harften başlayarak, fikir âleti kelimeye ve oradan dimağ ve zihne kadar sirayet edici bir gidişle millî bir ruh inhitatına zemin teşkil edecektir. Yeni harflerin eskilerine kıyasla lehinde gösterilebilecek hiçbir tarafı yoktur. Kolaylığı ve fertlere kolayca öğretilebilme avantajı bile onun en kaatil cephelerinden biri..."
Sayfa 131 - Züppeler Çerçevesi, 2. Baskı 1976, Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
PARMAK...
- "(...)Esrarlı uzuv... Kalbin iradesine göre, iyi veya kötü her şeyin yapıcılık memuriyeti onda... Sadakayı veren o, parayı çalan o, Allah ismini yazan o, kumar kağıtlarını dizen o; okşayan, tokatlayan, diken, söken, cerrah, cellat, yol gösterici, yön kaybettirici, o, o...
Sayfa 116 - Şişlideki Salon, 2. Baskı 1976, Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"SAHİBİNİ SESİ!.."
"Sahibinin Sesi" markasındaki etikete eş, rejime köle bir matbuat... Düşünme ve söz söyleme hakkı, ancak rejimin düşündüğünü düşünme ve söylediğini söyleme kaydıyla temsil edilebilir; ve işin en hazin tarafı, esirlere "hürüm ve mesudum!" diye kazığa oturtularak bağırtılması gibi, gazete çıkarana mutlaka böyle bir temsil tavrı mecburîdir!
Sayfa 88 - Ahlâk, 2. Baskı 1976, Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
BÂBIÂLİ AHLÂKI...
- "(...) Fikirle ahlâk birbirini doğurduğuna, hattâ ahlâk his plânını kuşattığı için önceden sezilir bir şey olduğuna göre vecd ve imân kayıbının panayır yerinde nasıl bir ahlâk tablosu şekillenebilirse Bâbıâli, işte sadakatle onu çizmektedir..."
Sayfa 89 - Ahlâk, 2. Baskı 1976, Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
"PUTLARI DEVİRİYORUZ" *HENGÂMESİ
- "1928-29 yıllarındaki hengâme Genç Şairin hayatında çok renkli ve hareketli. Nazım Hikmet'in Bâbıâli'de, Karagöz'ün beyaz perdede tepeden yere şamatalarla inmesi gibi peydahlandığı zaman... Ortada, Nazım Hikmet ve kumpanyası "Resimli Ay"cıların (Zekeriya ve Sabiaha Sertel'ler) kopardıkları bir nâra: "Putları Deviriyoruz!" eskilerin, kerpiç şatolarını yıkma davranışı... Bi de "taktak"lı "tuktuk"lu, davul sesi şiir: İniyor kayık / Çıkıyor kayık... /İniyor ka... / Çıkıyor ka... /İn! / Çık! / Tık!/ Pık! Bütün burjuvaların çenesi düşmüş ve bu Moskova mamulü apıştırma şiiri karşısında, Eşref Şefik, Peyami Safa ve Genç Şair'den başka büyülenmeyen kalmamıştır!"
Sayfa 81 - 82 Hengâme, 2. Baskı 1976, Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
İSTİKBÂL ve GENÇ ŞAİR...
Peyami Safa, Genç Şaire: "Sen eğer zeminini bulsan ve kendini sistem altına alabilsen, dünyanın en büyük sanatkârı, yahut filozofu olabilirsin... Bak 1926 yılında, sen 22 ve ben 27 yaşında, söylediğim şu sözleri unutma! Bir gün gelecek, şöhretin tâ Samsun'dan bilmem nereye kadar uzanacak (demek Peyami Safa için uzunluk buudu Samsun'a kadarmış!)... İstikbâle niçin hazırlanmıyorsun?"
Sayfa 64 - Hep Öyle, Hep Öyle, 2. Baskı 1976, Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
BU ADAM DİNSİZDİ!..
Bir müddet sonra Abdullah Cevdet ölecek, namazını kılmak üzere etrafında Müslümanlıktan habersiz marka Müslümanları toplanacak ve o sırada bir ses yükselecektir: "Bu adam dinsizdi, İslâm dışındaydı, namazı kılınamaz!" Ne tecellidir ki, bu sesin sahibi bir komünisttir ve bu sözü Abdullah Cevdet adına değil, cenaze namazının lüzumsuzluğu adına söylemektedir ve ne hazindir ki, komünistin sözü yerindedir.
Sayfa 56 - 57 İçtihat, 2. Baskı 1976, Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
44 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.