Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
BU ADAM DİNSİZDİ!..
Bir müddet sonra Abdullah Cevdet ölecek, namazını kılmak üzere etrafında Müslümanlıktan habersiz marka Müslümanları toplanacak ve o sırada bir ses yükselecektir: "Bu adam dinsizdi, İslâm dışındaydı, namazı kılınamaz!" Ne tecellidir ki, bu sesin sahibi bir komünisttir ve bu sözü Abdullah Cevdet adına değil, cenaze namazının lüzumsuzluğu adına söylemektedir ve ne hazindir ki, komünistin sözü yerindedir.
Sayfa 56 - 57 İçtihat, 2. Baskı 1976, Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
KEMAL'LER ve BÂBIÂLİ...
Genç Şair devam etti: "Bâbiâli, eski aşk ve âhengini kaybetmiş düşkün bir cemiyette, türlü tezatların hazin ruh hâletini yaşatıcı, doktoru, güllâbicisi, ilâcı olmayan bir tımarhânedir. Ve işet ayrım asırdır (yıl 1928) bu hâlin renk renk ve çizgi çizgi mizaç, meşrep ve seciyelerini panoramalaştırmakta... Bu ıstırabından bile bîhaber hasta cüceler panayırından kimler geçti, kimler!.. Şinasi'ler, Namık kemal'ler..." Peyami Safa okumayı kesti: - "Meşhur gazeteci şantaj ustası Lastik Kemal'ler, Ali Kemal'ler, Mahmut Kemal'ler, Yahya Kemal'ler... (Henüz Behçet, Yaşar ve Orhan Kemall'ler ortada yoktur)
Sayfa 13 - Lokanta, 2. Baskı 1976, Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
Reklam
HAYAT SÜREN LEŞLER...
- "Leş hayatının sonuna doğru, dinî bayramlarda kapısına "Müslümanların gününde ziyaret kabul etmiyorum!" diye yafta asacak kadar kuduz İslâm düşmanı Nurullah Ataç, denilebilir ki, Sabahattin Rahmi ile, birbirine zehir aşılayan ve birbirinden zehir alan iki "sevici" manzarası arzeder...
Sayfa 267 - Sabık Şair, 2. Baskı 1976, Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
ŞEYH GALİP ve BÂBIÂLİ...
Bâbıâli üstün muvazene ve nizam devrinin son Şairi Şeyh Galip'ten, onun: "Bir şulesi var ki şem'i cânın / Fânusuna sığmaz âsumânın" (Öyle bir alevi var ki cân mumunun / Fenerine sığmaz semanın) dediği hikmetten düşürerek ve can mumumu karartarak bağırsak sesine kadar indirmiştir..."
Sayfa 247 - Dolap Beygiri, 2. Baskı 1976, Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
Harika...
Genç Şair okuyor: "Bâbıâli insana, ilk bakışta basit bir mekân hükmü içinden görünür. Hâlbuki o, bir mekân değil, zamanın gayet hususî bir tecelli noktasıdır. Onu, kokmuş da olsa, asrını asırlarca gerisinde de olsa zaman ölçüsü gözlüğünden seyredebiliyor musunuz?.. O zaman görürsünüz görülmeye değer olanı... Dedik ya, o, madde yerine ruhun çöreklendiği bir yuva... Başka bir mekâna nakledilemez! Burhan Ümit: "Harika, harika!"
Sayfa 12 - 13 Lokanta, 2. Baskı 1976, Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
YÜZDE ELLİ PEYAMİ!..
Fikret Adil patlayan bir kazan: "Öf, öf! Yeter bu tekerlemeler!.. Bana düşünce değil, duygudan bahsedin! hayır bahsetmeyin, bir duygu verin, duyurun!" Peyami Safa: "İşte bu da yüzde elli doğru, yüzde elli hatalı bir görüş!.." Fikret Adil: "Ya senin yüzde elli formülünde, yüzde elli doğru, yüzde elli yanlışsa?.."
Sayfa 15 - Lokanta, 2. Baskı 1976, Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
Reklam
EDEBİYAT-I CEDİDE ve GERİ ZEKÂLILAR...
Her zamanki asi şivesiyle konuşuyor Genç şair: "(Fenelon) "budalaların sayısı nâmütenahidir!" diyor. Bunu söylerken de ilhâmını herhalde kendi dünyasının sefil kafalarından alıyor. Eğer başta Tevfik Fikret ve Halit Ziya olarak "Edebiyat-ı Cedide" maskaralarını görseydi, şiirde (Bodler) ve (Rembo), romanda da (Balzac) ve (Zola) gelip geçmişken (Süllü Prüdom) ve (Gonkur Biraderler) den ileriye geçemeyen muhteşem budalalığın ne demek olduğunu anlardı. "Edebiyat-ı Cedide" baştan başa bir geri zekâlılar meşheridir.
Sayfa 19 - 20 Mecmua, 2. Baskı 1976, Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
İSLÂMİYET ve ABDÜLHAMİD...
- "(...) Küfür Müçtehidi Abdullah Cevdet'le aynı çizgi üzerinde yürüyenlerin tam ortaklıkları hâlinde Abdülhamid düşmanlığında birleştikleri ve anahtar şahsiyet olarak Ulu Hakanı büsbütün yüceltiyorlardı. İslâmiyet düşmanlığı, Abdülhamid düşmanlığıyla bir arada yürütülmüş ve yürütülecekti..."
Sayfa 56 - İçtihat, 2. Baskı 1976, Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
YİNE Mİ BUHRAN, BURHAN?!.
Peyami Safa, Burhan Ümit adını "buhran nevmit-ümitsiz kriz" diye kafiyeye vurarak bir nükteden yararlanmaya kalkıştı: - "Yine mi buhran, Burhan?.."
Sayfa 13 - Lokanta, 2. Baskı 1976, Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
SAMAN YERİNE, SÜMBÜL...
Mistik Şair, Eski Yunan'da lirizmin kurucusu nakkaş şair (pindaros)a yakıştırdığı şu cümleyi tekrarlamaktadır: - "Meğer ben katırların yemliğine, saman yerine sümbül dökmüşüm!"
Sayfa 247 - 248 Dolap Beygiri, 2. Baskı 1976, Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İSTİKBÂL ve GENÇ ŞAİR...
Peyami Safa, Genç Şaire: "Sen eğer zeminini bulsan ve kendini sistem altına alabilsen, dünyanın en büyük sanatkârı, yahut filozofu olabilirsin... Bak 1926 yılında, sen 22 ve ben 27 yaşında, söylediğim şu sözleri unutma! Bir gün gelecek, şöhretin tâ Samsun'dan bilmem nereye kadar uzanacak (demek Peyami Safa için uzunluk buudu Samsun'a kadarmış!)... İstikbâle niçin hazırlanmıyorsun?"
Sayfa 64 - Hep Öyle, Hep Öyle, 2. Baskı 1976, Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
HAKİKAT ve SAMİMÎYET...
Mustafa şekip: "Bakın çocuklar, her zaman söylüyorum; samimîlik, oluşun başlıca şartı... Olamayanlar samimî de olamıyor. Hakikatin büyük cümle kapısı samimîlik..." Peyami Safa her zamanki formülünü tekrarladı: - "Hakikat bildiğiniz her şey, yüzde elli doğru, yüzde elli yanlıştır!"
Sayfa 15 - Lokanta, 2. Baskı 1976, Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
GENÇ ŞAİR...
- "(...)İçinde sigara dumanından göz gözü görmüyor. Üstleri mermer iki masayı bitiştirip etrafında halkalanmış Bâbıâli figürleri... Genç Şairin buruşuk bir kağıt üzerinden okuduğu satırları dinliyorlar... Halkada Peyami Safa, Mesut Cemil, Mustafa Şekip Hoca, Fikret Adil, Burhan Ümit (Toprak), Burunsuz Tevfik, Şeyh Nureddin -Nam-ı diğer Topluiğne- ve Genç Şair...
Sayfa 11 - 12 Lokanta, 2. Baskı 1976, Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
ULVÎ ZORLUK...
- "Ah şu sefil kolaylıklar!.. Onlardan ne zaman sıyrılacak ve ulvî zorluğa kucak açacağız..."
Sayfa 132 - Züppeler Çerçevesi, 2. Baskı 1976, Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
"PUTLARI DEVİRİYORUZ" *HENGÂMESİ
- "1928-29 yıllarındaki hengâme Genç Şairin hayatında çok renkli ve hareketli. Nazım Hikmet'in Bâbıâli'de, Karagöz'ün beyaz perdede tepeden yere şamatalarla inmesi gibi peydahlandığı zaman... Ortada, Nazım Hikmet ve kumpanyası "Resimli Ay"cıların (Zekeriya ve Sabiaha Sertel'ler) kopardıkları bir nâra: "Putları Deviriyoruz!" eskilerin, kerpiç şatolarını yıkma davranışı... Bi de "taktak"lı "tuktuk"lu, davul sesi şiir: İniyor kayık / Çıkıyor kayık... /İniyor ka... / Çıkıyor ka... /İn! / Çık! / Tık!/ Pık! Bütün burjuvaların çenesi düşmüş ve bu Moskova mamulü apıştırma şiiri karşısında, Eşref Şefik, Peyami Safa ve Genç Şair'den başka büyülenmeyen kalmamıştır!"
Sayfa 81 - 82 Hengâme, 2. Baskı 1976, Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
44 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.