Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
“Huzuru tatmak çok zor değil. Bir bakış, bir cevap veriş, bir yalan herhangi biri bile yetiyor damağında eritmeye onu. Yüzüme baka baka söylenilen yalanlar benim aptallığımla değil senin karaktersizliğinle ilgiliydi bunu anlayınca aydınlık nasılmış anladım, o karanlığa beni tekrar çekeceğini düşünüyorsan avucunu yala demek için yazıyorum bunları. Bundan sonra yala yala bitmez o tükürükleri de muhakkak birilerinin yüzüne sür ki günün birinde sakın yalnız kalayım deme çünkü o kadar boşsun ki kendi yalnızlığında kendini eğlendirebilecek şeylerden yoksunsun sen ancak elizabeth modunda kalmış bir ergenken çok da şey yapmamak lazım. İyi ki demiştim bolca ama hiç böylesine içteni olmamıştı. Aşık olduğum her şeyinden mi nefret ederim, ediyorum amk. Sanırım dünya bir tepsi olsaydı belki yürüyüp yürüyüp yine kendime dönemeyebilirdim iyi ki dünya da senin gibi yuvarlak, teşekkürler evren.”
bendên geriye kalan
İşte bak görüyorsun Çatı katından hallice bir yerdeyiz Ve tavanım ömrüm gibi küflenmeye yüz tutmakta
Reklam
˚ zerre
“Bilmiyorsun çoğu kez neyin önemli olduğunu. İhtiyacının ne olduğunu. Kırılmamak için aldığın önlemlerin izlerini bir cinayeti örtbas edercesine yok ediyorsun elbiselerini, tokalarını, çantalarını kendileriyle beraber alevlere atıp bir daha yolunu bulamayacak diye sırtını dönüp gittiğin yer var ya işte orası oluyor kırıkların faraşa toplanıp belediye çöplüğünden farksız karmaşanın ortasına atıldığı adres. Kaç kırık, kaç özlem, kaç neşe, kaç pişmanlık var orada sayabilir misin? Kaçını birleştirebilirsin? Kaçının sonunda yapbozun karşına geçip bir anlam çıkarabilirsin? Çıkardığın anlamla ne bok yiyebilirsin? O sana izin vermiyorsa… içten içe sana erise de eriyişiyle katılaşması arasında bir göz açıp kapatma saniyesi varsa günde ortalama bin beş yüz kez göz kırptığımızı düşünürsen kaçının sana akmasını sağlayabilirsin? Tüm bu zelzeleye rağmen seni sevebiliyorsa ondaki karmaşanın içinden ışıltıyı seçtiğini, görebildiğini söyleyemez misin gerçekten? Zor değil sevmek, zor olan sevilmek hele inanmamışsan bir kez dahi buna, sevilsen bile anlayamıyorsun, inanamıyorsun değil bak anlayamıyorsun… Bana anlat, her şeyiyle her şeyinle.” ~ ben’den ~ 31.07.2022 ~ 05:10 ~
˚ sesi aç
“Karanlığa alışık gözler var, insanları boşadığın gibi boşayamıyorsun alışkanlıkları. Sorup durduğun diğer yarı hikayesi, sonu iyi bitse olurdu belki masal. Masalların bile acımasız gerçeklerden ne kadar uzak olduğu tartışılırken sonun mutlu bitmesi yüzünü güldürmeye yeter miydi, emin olamazdın asla. Aşkın ve sevginin kendi oyunları bir varmış
“Mesela sıcak bir yaz günü -ki benim en sevdiğim- onun zaten seveceği Onunla kumların güneşi içinde tuttuğu bir kumsalda Kaç göz, kaç yüz, kaç kaçık olduğunu hiç bilmeden, önemsemeden yeniden doğabiliriz.” ~ ben’den ~ 22.03.2022 ~ 01:12 ~
“Yüklenirken insanlara veya onların yaratısı, tüm dinlerce kabul görmüş bir olağanüstü güç olan tanrıya; atlıyoruz kimimiz çoğu şeyi. Evet belki insanların içleri karaydı ama buna karşılık tanrının gözleri kördü. Üstelik bu durumun değişmek için hevesi yoktu. Tanrı yine görmeyecek olanlar olacak insan ettiğiyle kalacak birçokları tanrıyı birçokları insanı suçlamaya devam edecek. Korkarım hepimiz suçu üstümüzden atmak için bombayı bırakacak başka bir varlık yaratmışız çoktan. Yaptığımızla övündüğümüz kadar ‘yaptığımızdan utanmayı’ hiçbir ebeveynlik kursundan kazanamamışız ne yazık. Yalapşap din kuralları, orta derece görgü, onluk sistemde en fazla üç alıp dönem sonu kırık karneyle yola devam edebileceğimiz saygı hakkında bölük pörçük bir şeyler kazanmışız elbet. Ama ne sınıfta kalma derdimiz ne insanlıktan nasibini alma tasamız varmış ki hiç umurumuzda değilmiş tüm bu eksik eğitim. Yüzyıllardır süregelen en klasik teselli sözüyle sonlandırımalıyım bu yazıyı bunca eksikliğe fazlası zarar çünkü. Sağlık olsun…” 14/12/2021 02:44
Reklam
-malı!..
“Gidecek bir yer düşünüyorum. Hayatı hayat yapan asıl’ların olmadığı, yastıkla öpüştüğün an sigarasız bir uykuya daldığın, tüm kavramların birleşiminden çıkardığın karmaşanın sağlamasını yaparken tutmayan hesaplarınla tekrar işleme yeniden başlamadığın, ‘-malı, -meli’ gibi gereklilik kipleriyle gereksiz olan ömrü -liymiş gibi kendini
“O yazdıkça yazası geliyor o anlattıkça anlatası o güldükçe gülesi geliyor. O, aptal sırıtmayı ne kadar reddetse de “korkarım hâlâ buradayım,” diye varlığını ispatlamak için bir kendini onun gözüne sokmadığı kalıyor. Hatta çoğu kez öyle bir ustalıkla yapıyor ki bunu kendisinin değil o sırıtışın gerçekliğine kapılıyor gibi geliyor. Tamamıyla tutunsa dümenini bırakmış bir kaptan kadar teslim olacak fırtınaya. Birçok şeyin farkında oluşu o gülümsemenin güzelliğinden uyandırıyor onu. Uyandırmak zorunda. Hayat artık bir gülümseme kadar basit ve en önemlisi içten değil maalesef. Farkında oluşuna, içeriği küfürlerden oluşan bir ansiklopedi yazabilir ama maalesef elinden o gülümsemeye inanmak gelmez bir türlü. Büyümek çocukluğu öldürüyor evet ama ya büyükler bir çocuğun çocukluğunu öldürmüşse? Hiç çocuk olamamış biri hayal nedir bilir mi? Biri çıkıp ona bunu anlatabilir mi?” 14/12/2021 02:13
˚ ne sandın?
“yağmakla durmak arası düşmekle çakıl-ı kal-mak arası esmekle gürlemek arası kaçmakla sığınmak arası kinle nefret arası yazla kış arası haritayla pusula arası kadınla adam arası
“Çoğu zaman bir ay fotoğrafı olduğunu düşünüyorum. Sadece gözlerimi kaldırıp bakarsam muhteşemliğini görebilirmişim gibi. Asla elimdeki telefonla güzelliğini gösteremem kimseye göstersem bile ikna edemem ki kimseyi… gördüğüm en güzel şeyin, onların gördüğü ışıltısı karanlığına bulaşmış, muntazam boyutları yakınlaştırılıp görüntü kalitesi düşürülmüş görünen fotoğrafa. Acaba ister miyim anlamalarını? Çünkü seninle ilişkim; denizle, sabahın serinliğiyle, rüzgârsız bir yağmurla, kimselerin gitmediği o uzun ağaçlıklı yollarla, yataklarından henüz kalkmamış kaosa daha var diyerek dinlenmeyi seçen -iyi ki öyle yapıyorlar- insanların bozmadığı bir kara ilk adımlarımı atmamla, suyu soğuk sansam bile düşünmeden atladığım suyla, çocukların eve geldiğim zaman terliklerimi alıp kaçırmasıyla, birinin bana kalbimi hissettirdiği zaman onu ilk öpüşümdeki sıcaklığıyla aynı, bu kafanda canlandırdığın görüntülerin hiçbir farkı yok, hadi bulabilirsen bul. Herhangi bir yerden bunları paylaşmanın sizleri bu güzelliğe ikna etmemin olanağı yok ki. Hissedemeyeceksiniz. Bir fotoğrafın aynı güzelliği hissettireceğini niye düşünmüşüz hiç anlamadım. Sadece koku paylaşılmıyor diye düşünüyoruz sürekli, yanlış. Duygular kokudan da, görüntüden de açık ara daha kıymetli. Seni, benim güzel saydığım, gülümsememin günlük suyu gördüğüm güzelliği ben nasıl anlata/paylaşabilirim ki?” ~ ben’den ~ 23/02/2022 ~ 04:43 ~
221 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.