b

Ben’den 𓆰

0 üye
“Bugün gök gülümsedi herkese bazıları dönüp bir gülücükle karşılık verdi ona. Telaşlı halleri savurdukları dikkat’e bile bakmaksızın apaçık görünen adımlar kaç adım attılar senin altında benim yanımda inan sayamadım çünkü o sırada büyüye inanmakla ve tesirine karşı koyamamakla meşguldüm. Bir aralık kalem, yara bandı ve tespihle küçük bir dikdörtgen kutunun içini doldurmuş minik iskemlesinde kucağında kedisiyle göremeyen bir amca gördüm sıklıkla denk geldiğim için tanıyorum onu sanki. Üstüne yağmurunu boca ettiğin anlarda bile bir şemsiyeyle hem kutusunu hem kedisini koruduğunu gördüm. Şu dünyada birçok kez birçok şeyi görmek istemedim çünkü karartıyordu gördüklerim kalbimi ama o göremezken istese de yapamazken mutlu muydu? İyi kalpliydi o kesin ama kafasını kaldırıp sana bir gülücük atar mıydı mesela? Yoksa otuz adımı bir dakikada atacak diye kafasını kaldırmayı atlar mıydı? Ne yazık ki bu iki sorunun cevabını hiçbir zaman bilemeyeceğim. Sonra fark ettim ki gördüklerini yazarsın, yazmak yarayı kapamaz banta ihtiyaç duyarsın kan dursa bile yara orada baki, bir şeye sığınmak istersin tespih de işte bu yüzden vardı o kutuda.” ~ ben’den ~ 22.03.2022 ~ 01:01 ~
“Yokluğun nesi anlatılırdı bilmiyorum belki senelerdir susup sonunda anlatmaya çalıştığım şeyin olmayışıydı kalemin önüne görünmez bir duvar çeken. Duvarlar kalemle yıkılmıyordu tarih ilk örnek olarak çıkarıyordu bunu karşımıza. Biraz vahşilik, biraz barbarlık, biraz açgözlülük, belki biraz riya bunlardan eminim ama biraz mı asıl söylemek
Reklam
Sevmek, bazıları için acı vericiydi...
Bizimkisi bitmeyen bir hayat mesaisi...
“Erken değildi aslında ortaya çıkmaları belki gecikmiş bile olabilirlerdi. Çünkü onlar gelene kadar bir kamyonu doldurmaya yetecek eşyam, bir kumbarayı patlatmaya yetecek kadar bozuk param, bedenimin içinde bir toplu iğnenin düşemeyeceği kadar üzüntü biriktirmiştim. Kısaca onlar zaten beklenen konuklarımdı ama bana saygısızlık edip beklendikleri an gelmemişler belki bunu onlardan bana bir çeşit ödül diye yapmışlardı, hatta belki onlar bile değildi gelmelerinin kararcısı işte bunun için hakimin önüne yalnızca genetik çıkarılabilirdi. Başı çeken kimdi bilmem ama haklı bulunacakları kesindi bu yüzden davadan geri çekildim hiçbir şekilde suçlayamazdım onları elle tutulur delilim yoktu, güvenilecek bir şahidim yoktu. Bu işin iki tanığı vardı ben ve onlar. Nasıl ikna edebilirdim rızam dışında gelip ürediklerine bedenimde. Aynaya her baktığımda orda görüp biraz daha çoğalmalarına yardım etmek istemediğime nasıl ikna edebilirdim hakimi?” 14/12/2021 01:54
“Bu nasıl bir dünyaydı böyle? Dünya mıydı kabus mu? İnsan insanı sevmeyi bırakmış, anneler onca zahmete katlandıkları çocuklarını korumaktan aciz, babalar desen tutunan döllerine bile mendille silinip atılmış muamelesi yapar olmuş. Kalemi tutan elim mi bu kadar negatif bütünüm mü belli belirsiz. Uyanmak istiyordum ama yaptığım hareketler bile aslında yapılmamışların hanesine bir çizgi oluşturuyordu çünkü hâlâ karşı koyduğumu sandığım zorbalıkla aynı kabusu paylaşıyordum. Her gece, her gündüz alışmıştık birbirimize o beni haklayacaktı güya, ben onu… bir bakıma skor ona yazıldı gerçi, çünkü alışmıştık dediğim an vazgeçmiştim savaştan. Savaşmayı bıraktım belki ama inanmayı bırakmıyor kolay kolay insan. Nerden geldiği belirlenememiş ama çok güçlü bir kaynaktan aktığı aşikar bir şelale gibi umut doluyordu göğsüme. Negatifliğim şahlanıyordu “olur şey mi şimdi bu tezat.” İnanıyordu çünkü siyah ya da beyaza ortası olamazdı. Ve belki de yoktu gerçekten ortası. Hem olsaydı bunca ağırlığın altında kalmış gibi hisseder miydi insan?” 11/12/2021 04:26
Reklam
173 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.