b

Biyografi Tarih Bilim-Teknoloji-Mühendislik

0 üye
Savaşlar teknolojiye, teknoloji de savaşlara sebep olmaktadır. Çünkü insan teknolojiyi bu alanda geliştirip kullanmak istedikçe felaketlerin ardı arkası kesilmeyecektir.
Sayfa 43 - Kara KargaKitabı okudu
Yaralılar sessizdi. Acıdan haykırmak ne kelime, kimse ağlayamıyordu bile. Kimse şikayet etmiyordu. Çocuklar bile ağlamıyordu.
Sayfa 127 - Kara KargaKitabı okudu
Reklam
Oppenheimer bilimsel çözümler için bilim insanlarının felsefi bir zihne sahip olması gerektiğini söylemektedir. Felsefi zihne sahip olan bilim insanlarının sorunları sırasıyla kendi aralarında tartışmaları, ardından üretilen çözümlerin uygulanabilirliği üzerinde çalışmalar yapmaları gerekmektedir. Felsefi açıdan baktığımızda bilimin özelliklerin biri de dinamik bir yapıda olması, yani sürekli gelişmesidir. Bu gelişimin bağlı olduğu statların, mesela bilimsel keşiflerin dayandığı psikolojik özelliklerin incelenmesi felsefenin önemli konularından birisidir. Bilimin yapı olarak belirli sınırlar içerisinde güvenilir ve kesin bilgiler verdiği kabul edilir. Oysa felsefe çağlardan beri sorular sormuş ve bu soruların sonucunda kesin ve net bilgilere ulaşabilmiş değildir. İşte bu noktada bilim devreye girmektedir, felsefenin belli başlı bazı sorularına kesin çözüm getirebilecek tek araç bilimdir.
Sayfa 122 - Kara KargaKitabı okudu
Ruhsal olarak kendini çok kötü hissediyordu. Atom bombasının icadı ile yüzbinlerce insanın ölümüne sebep olmuş, bir ülkenin kaderiye oynamıştı. Artık daha fazla içiyordu, geceleri kabuslarla uyanıyordu. Akılında sadece savaş sahneleri ve ölen insanlar vardı. Bilim için çıktığı bu yolda ölüm meleğine dönüşmüştü.
Sayfa 118 - Kara KargaKitabı okudu
Henüz çocukluk yaşlarında edebiyatla haşır neşir olan ve hayatı boyunca edebiyata duyduğu ilgiyi kaybetmeyen Oppenheimer'a göre, edebiyat insanın geçmişle olan bağını sağlamlaştıran, toplum üzerinde etkiler yaratan, en önemlisi de insanı anlamak için başvurulan bir kaynaktı. Edebiyat, insanı insana anlatma sanatıdır. Hayatı boyunca sürekli bir şeyleri değiştirme ve geliştirme çabasında olan insanın hangi değerlere önem verdiği, neyi hangi ölçüde değiştirdiğini de edebiyat aracılığıyla anlarız. İnsanı, toplumdan ayrı olamayan bir varlık olarak, toplumla olan ilişkilerindeki sorunlarını da yine edebiyatla kavrarız.
Sayfa 31 - Kara KargaKitabı okudu
Dünya, milyonlarca yıldır insanoğluna ev sahipliği yapmakta. İnsan bu gezegendeki hakimiyetini çağlar geçtikçe bambaşka bir boyuta taşıdı. İnsanın bilişsel yeteneği ve düşünce gücü ona hep yeni alanlar açmıştır. İnsan, doğa karşısındaki zayıflığını, aklını kullanarak geliştirdiği teknikler sayesinde aşmıştır. Ateşi bulması sayesinde yiyeceklerini pişirmiş, ısınmış, geceleri aydınlanmış ve vahşi hayvanlardan korunmuştur. Toplu halde yaşayıp kültürler oluşturmaya başlayınca, hep daha iyi yaşamanın yollarını aramıştır. Tarihsel süreçte insan deney ve gözlem yoluyla bulduklarını uygulamıştır. İş yaparken önce kendi gücünden yararlanmış, yeterli olmayınca hayvanı evcilleştirmiş, onu yardımcı alet olarak kullanmıştır. Tarım aletlerinin bulunuşu, tarım yapmasına ve toprağa yerleşmesine büyük ölçüde yardım etmiştir. Tekerleğin bulunuşu yük taşımada insana çok büyük kolaylık sağlamıştır. Dili ve kültürü çağlardan çağlara aktarabilen yazı, denizlere açılmaya olanak tanıyan pusula, savaş biçimini değiştiren barut, haberleşmeyi hızlandıran telgraf ve kağıtla bilgi ve kültür aktarımı hızlanmıştır. Bugün bütün bu icatlar bizim açımızdan sıradanlaşmış şeyler olsa da hiçbir şeyin olmadığı çağlarda tek bir icat bile, insan hayatını değiştiren muhteşem bir buluştu.
Sayfa 21 - Kara KargaKitabı okudu
Reklam
Geri14
48 öğeden 41 ile 48 arasındakiler gösteriliyor.