Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Büyülü Gerçekçilik

Profil
Çiçektepe'de çiçekler açılınca, gün ışığında ilk önden minaresi tenekeden bir cami kuruldu. Caminin minaresini, kurulduğu günün gecesinde rüzgâr söküp uçurdu. Kulaktan kulağa yayılan, minareyi bulup getirenin her tuttuğunun altın olacağı söylentisi yüzünden uykularından olanlar, dere tepe gezenler çıktı. Tüm aramalara rağmen minare bulunamadı. Kayıp minare tartışması günlerce sürüp gitti. Sonunda yeni bir minare yapılmasına karar verildi. Çiçektepe'de bu tartışmaların sonucunda İslam’ın beş şartına “geceleri minare tutmak” diye bir şart daha eklendi. Çocuklar, sakatlar, emzikli ve gebe kadınlar özürlü kabul edildi. Onlara minare tutmak günah sayıldı.
Sayfa 18 - Adam Yayıncılık, 1. baskıKitabı okudu
Çöp Yolu’ndaki fabrikaların işçiler arasında ikinci adları vardı. Kimi “ciğer söndürür” kimi “göz kurutur” kimi “kadını kısır eder” kimi “işçisini sağır koyar”dı. Çöp Yolu’nda, davul dengi dengine lafını, “Kanı kurşunlu yiğide, ciğeri tozlu gelin” lafı karşılardı. Bu laf akü işçisi gençlerin peş peşe iplik işçisi kız almasından sonra ortaya çıkmıştı. Akü fabrikasında iki üç yıl çalışan erkeklerin kanına kurşun işler, kanı kurşunlu yiğit iktidarsızlığa düşer, evlenip Çöp Yolu’na çıkamazdı. Bu işçilere bir tek sarım soluk iplik işçisi kızlar varırdı. Çöp Yolu’ndaki âdetlerden biriydi bu.
Sayfa 42 - Adam Yayıncılık, 1. baskıKitabı okudu
Reklam
Bir vardı bir yoktu Allahın kulu çoktu Bu kullardan biri, kışın başlamasıyla Çiçektepe'nin fabrikalar ve çöp tepeleriyle çevrili karlı sahnesine çıktı. Keloğlan'ı bir yanına, Beybörek'i öbür yanına aldı. Dev karıları, bezirganları, pirleri, perileri başına topladı. Çiçektepelilere geceleri masallar anlatmaya başladı.
Sayfa 52 - Adam Yayıncılık, 1. baskıKitabı okudu
İnsanların kavga seyretmek için bekleştiği sıralarda Çiçektepe'de muhtar seçimi yapılacağı duyuldu. Dev karıların, pirlerin ve bezirgânların izniyle Ciğerci'nin muhtarlığa aday olduğu yayıldı. Haber yayıldıktan bir gün sonra Naylon Mustafa'nın da muhtarlık için ayağa kalkıp kondusundan dışarı çıkacağı söylenir oldu. Kondudan konduya
Sayfa 54 - Adam Yayıncılık, 1. baskıKitabı okudu
Bir süre sonra buzdolabı fabrikasında 'Muntazam işçi' diye yeni bir şey ortaya çıktı. İşçiler muntazam çalışanlar, muntazam çalışmayanlar diye ikiye ayrıldı. Muntazam çalışanlara daha fazla saat ücreti verildi. Muntazam olmayan işçilere her ödemede muntazam lafından sinir geldi. Sinirlenen işçilerden biri bu lafı ağzında evirip çevirip diliyle hart diye kesti. 'Muntaz' diye bir laf işçi dilinde küfürler arasına geçti. İşçiler daha hızlı Uçaktan daha hızlı Çalışın daha hızlı Elim ayağımdan önce Uzanırsa prese? Parmaklarınız kopar Üstüpüye kan dolar İşçiler daha hızlı Uçaktan daha hızlı Çalışın daha hızlı Bay İzak'ın yeni müdürünün okumak için gittiği uzak ülkeden öğrenip geldiği 'Daha Hızlı' şarkısı buzdolabı fabrikasında çalışan işçilerin kulaklarını sabah akşam çırnakladı. Muntaz seçilen en işçi diğer işçilerden daha fazla saat ücreti almaya başladı. Muntazlar güle söyleşe, muntaz olmayanlar söve eğleşe yoğurt kaplarının üstüne eğildi. Muntaz işçilerin de çok muntaz olanı, az muntaz olanı vardı. Çok muntaz olanlar az muntaz olanlardan daha fazla saat ücreti alıyordu.
Sayfa 68 - Adam Yayıncılık, 1. baskıKitabı okudu
Dursune Nine, Kır Hamit’in toprağa bulanmış yüzüne, mavi iş elbisesine baktı. Nefes nefese kondusuna dalan işçiyi tanıyamadı. “Kan bizim ama can kimin?” diye mırıldandı.
Sayfa 74 - Adam Yayıncılık, 1. baskıKitabı okudu
Reklam
İşçilerin türküleri, İzak’ın kurduğu caminin hocasının, grevin Allah’a karşı çadır açmak olduğunu vaaz eden sesine karıştı.
Sayfa 77 - Adam Yayıncılık, 1. baskıKitabı okudu
Çöp bayırlarının göğünde yıldız gibi parıldayan yazıdır: "Kondu mahallesine kahve, otel, orospu her zaman önce gelir." Belediye Meclisi üyesi Kürt Cemal
Sayfa 79 - Adam Yayıncılık, 1. baskıKitabı okudu
Çiçektepe’ye iki duvarı briketten, üstü tenekeden upuzun bir okul yapıldı. Çöp Muhtar yere çakılan gönlünü okulun damından göğe uçurdu. Yeniden yıldızlardan yükseğe dikti.
Sayfa 80 - Adam Yayıncılık, 1. baskıKitabı okudu
Doğduğu köyün çiçeklerinin kokusunu taşıdığına inandığı ilk karısıyla uzun yıllar aynı evin içinde yaşamaya niyetliydi. Ama Lado'nun karısı beyaz ayakkabılarının içine giydiği siyah naylon çoraplarını bir akşamüstü kızgın ütüyle ütüledi. Lado büzüşen çoraplarını avucunun içinde öfkeyle sıkıp karısını dışarı sürükledi. Karısı gözünde biriken
Sayfa 102 - Adam Yayıncılık, 1. baskıKitabı okudu
61 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.