Seriyi bitirdim sıcacık çok naif , insanın içini ısıtan çizimler var.
Hayatı cok sıradan olan Vincent’ın bir gün Rosalie’yi görmesi ve onu takip etmeye karar vermesiyle başlar hikaye.
3. Kitapta taşlar yerine oturuyor. 3 farklı insanın ( 3 ü de iç dünyasında aile kavramından yaralı!) yollarının kesişmesi sıcak bir hikayeyle anlatılmış .
Onun gibiler kendi çıkarları için heba ettikleri hayatların enkazları arasında dolaşırlar, ta ki, dostsuz, yalnız, son bir hayatı feda etmek zorunda kalana kadar.
Ve bitti .. Bir kaç saatte cok akıcı ve cok hüzünlüydü Yunanistan’a geçiş sırasında kalbim durdu resmen desem yeridir. İlk kitapta Hakim’in Suriye’den kaçısı ve Türkiye’ye gelişini okuduk. Çaresizlikleri o kadar dokunaklıydı ki göçmenlere bakışımı sorgulattı. Hakim ve ailesi Türkiye’de maddi olarak zorlanınca , karısı ve karısının ailesi Fransa’ya kaçıyor. Hakim ise küçücük evladıyla tek başına kalıyor. Ve artık onların zamanı geliyor insanlık dışı bir kaçış ! Toulme’nin hikaye anlatıcılığını cok sevdim. 3. Kitaba hemen başlayacağım cok merak ediyorum.
Öyleyse dünya ancak bir kuyudaki köpük tabakası kadar sağlam, ancak o kadar güvenilir dünya. Öyleyse kuyunun içinde dibi olmayan karanlık sular, suların derinliklerinde düşünmek bile istemediğim şeyler var.