Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
raysonelleştirilemeyenlerden misiniz_
Çürük elmaya yönelik libidonal tepkisini "büyüleyici", "gizemli," "başdöndürücü" bir kokuya işaret ederek açıklayan, alanlar karşısında gösterdiği paniğe kapılma tepkisini (agorafobi) bu alanların "felç edici" "kurşun gibi ağır," "girdap gibi" oluşuyla açıklayan birisi, çoğu kültürlerin gündelik yaşam bağlamlarında hemen hemen hiç anlaşılmayacaktır. Başvurulan kültürel değerlerin haklı çıkarıcı gücü, birer sapma olarak duyumsanan bu tepkiler için yetmez.
https://www.youtube.com/watch?v=kXYiU_JCYtU _ numb tabi ki
“”Dejenerasyon!” Anahtar kelime bu. Dejenerasyon kelimesinin anlamı istemli olarak çarpıtılmıştır. Güç sahibi insanlar, kelimenin anlamının ‘bozulma, özünü yitirme’ olduğunu sanmamız için ellerinden geleni yapmışlardır. Oysa Fransızca'da ‘de’ öneki, olumsuzluk, yokluk belirtirken, ‘jenerasyon’ da ‘nesil’ anlamına gelir. Dolayısıyla dejenerasyonun gerçek anlamı ‘nesilsizlik’tir. Ve kelimeyi icat etmiş olan kişi insanlığın varacağı noktayı doğru tahmin eden müthiş bir sosyolog ve politologdur. Çünkü günümüz neslinin adını koymuştur. Biz ne X-Generation'uz, ne Y-Generation ne de herhangi bir başka nesil. Bizim neslimizin adı dejenerasyondur. Film afişlerinde iyi duracak bir nesil adı: D-Generation! Yani nesilsizler nesli. Hiçbir nesle ait olmayanların çağı. En korkulması gerekenlerin nesli, çünkü hiçbir tanımı, sınırı, kuralı yok. Muhtemelen, bu son nesil olacak. Belki binlerce yıl sürecek. Ama son olacak. Dünya adındaki tiyatronun perdesini dejenereler kapatacak. Bu gerçeğin farkına varmamız istenmediği için de, dejenerasyon kelimesinin önemini yitirmesi ve sözlükteki on binlerce kelimenin arasında kaybolması uğruna insanlar ellerinden geleni yapıyor. Dejenerasyona ait olduğunu anlayan bir çocuğun, oksijenden bağımsızlaşmış gibi olacağını bildiklerinden, bunun ortaya çıkmasını engellemeye çalışıyorlar.”
Sayfa 150 - Doğan KitapKitabı okudu