Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Din (İslam) Felsefe-Düşünce İnsan ve Toplum

Profil
Günah
* Herman Hesse`nin deyişiyle "Günah, ermişliğe giden kestirme yoldur." Kestirme ama ateşli yol. *
Ansiklopediden araştırma yapan bir aydına gönderme-si
> Bütün kadınlar gibi eşitliği çok önemli zannediyor, böyle bir dogması var. * Kur`ân`nın orijinalinde kadının erkeğin birbirine eşit olduğunun yazıldığını, fakat bunun daha sonra silinip Kur`an`nın tahrif edildiğini iddia edebiliyor. * neye dayanarak söylüyor bunu? Delili nedir? Elinde başka bir Kur`ân mı var ? Yoksa yazıyı yazarken sarhoş olduğunu düşüneceğiz? Ya da eşitlik hastalığının pençesine düşüp düşünme yeteneğini yitirdiğini.
Reklam
İnsan ileride ne olacağını bilemiyor. Bugün sağlıklı olan yarın düşüp felç olabilir, kaza geçirip yürüyemeyebilir. Benim sizlere tavsiyem, sağlınız yerindeyken namaz kılın; rahatça, hiç yorulmadan, zorlanmadan.. Yarın ne olacağımız belli değil. Sağlık nimetine sahip olanların çoğu bunun nasıl bir nimet olduğunu bilemiyor, tıpkı Mevlana Hazretleri'nin ''Sağlık, sıhhatli, kimselerin üzerinde atlastan bir yorgan gibidir. Kıymetini ancak hastalar bilir.''
Sayfa 91 - Hayy KitapKitabı okudu
Bir hususta yardım etmek maksadıyla tüm dünya bir araya gelse Allah'ın senin için takdir etmiş olduğundan öte yardımda bulunamaz. Aynı şekilde sana zarar vermek maksadıyla tüm dünya bir araya gelse yine Allah'ın senin hakkında takdir ettiğinden öte bir zarar veremez.
Sayfa 14 - Hayy KitapKitabı okudu
Suriyeli'ler islâm hukukuna göre askere alınmalı
Osmanlı ve Selçuklu'lar da gayrimüslimlere vatandaşlık hakları verilmesinin karşılığında vergi alınırdı. Vatandaşlık hakları teslim edilen gayrimüslimler bu vergiler alınarak askerlikten muaf sayılır işyeri açabilir, sağlık eğitim din inanç vb bütün vatandaşlık haklarından da faydalanabilirlerdi. Müslüman halka gelince; yine askerliğe elverişli olan erkekler askerlikten muaf edilmez ve silah altına alınır, kutlu Türk devleti nerede ve hangi cephelerde savaşıyorsa orada savaşır ve çarpışır ve her türlü vatandaşlık haklarına da sahip olurdu. Şimdi Türk devletinden sığınma talep eden Suriyeli veya diğer sığınmacılardan Müslüman olanların erkekleri, askerlik şartları elverişli olduğu durumlarda islâm hukukuna göre askerliğe alınmalıdır. Yok hayır ben Allah'a, resulune ve kitabına inanmıyorum diyenler de (yani gayrimüslim sığınmacılar),aylık olarak vergilendirilir (Osmanlı'daki adıyla "Cizyegüzâr") ve vergi borçlarını ödediği müddetçe de vatandaşlık hakları muhafaza edilirdi.
Günümüzde insanlar gerçeğin ve doğrunun peşinde olmaktan çok kendilerinin ait olduğunu düşündükleri tarafın ucuz galibiyeti peşindeler. Gerçeği görseler bile o gerçek kendi takımlarına fayda vermeyecekse en azından dillendirmemeye gayret ediyorlar. Böyle yaprak neler kaybettiklerini ah bir bilseler.
Sayfa 55 - Hayy KitapKitabı okudu
Reklam
Rahmetli babam her ne kadar İslam'ı tam olarak yaşayamadıysa da İslam ahlakını bize çok güzel örmek olarak verdi. Hep Hakk'ın ve haklının yanında olmayı, idama götürseler bile yalan söylememeyi, Allah'tan başka hiç bir şeyden korkmamız gerektiğini, ticarette dürüst olmayı, hiç kimsenin dedikodusunu yapmamayı bizzat kendi yaşantısıyla öğretti.
Sayfa 49 - Hayy KitapKitabı okudu
''İnsanı bir damla sudan yarattım'' diyor Rabbimiz. Yapışkan, cıvık, hatta iğrenç bir damla sudan. Toprağa ektiğimiz tohum bile insan tohumundan daha asil ve düzgün değil mi? İster kabak çekirdeğini örnek alın, ister limon çekirdeğini, hiç biri insan tohumu kadar itici değil. İşte böyle bir damla suyun, ''Onlar sizin tarlalarınız'' dediği kadın tarlasına ekildikten sonra dünyaya gelen, bebekken aczi aşikar olan, sonra biraz büyüyünce ve aczi görünür olmaktan çıkınca acziyetini unutup ''Ben ve ben! diye ortalarda dolaşan, Allah'ın verdiği akılla veya Allah'ın verdiği rızıkla caka satan, hedonist, egoist, narsist ve köküne kadar cahil bir varlıktır, insan. Unutkandır, nankördür, zaaf içindedir, kibirlidir ve çabucak vesveseye kapılandır.
Sayfa 40 - Hayy KitapKitabı okudu
Allah'a teslim olmak bilgiyle olması gereken rasyonel bir sonuçtur aslında. Alemlerin Rabbini, yegane Yaratıcı'yı ilmi ve izni olmadan yaprak bile düşmeyen bir gücü tanıyıp da teslim olmamak mümkün değildir. Öyleyse Rabbimizin bütün bu sıfatlarını bilen insanlar olarak O'na teslim olmakla neden zorlanıyoruz? Bilgimiz sonucu ''Ateş yakar'' diyoruz ve ateşe yaklaşmıyoruz. ''180 km hızla keskin bir viraja girersek araç devrilir'' diyoruz ve frene basıyoruz. Peki bütün bu bilgi sonucu elde edilen gerçekleri kabul eden bizler, gerçeği kavramak da neden zorlanıyoruz?
Sayfa 11 - Hayy KitapKitabı okudu
37 yaşımda Rabbim bana hidayet nasip ettiğinde Necip Fazıl'ın dizeleri sanki benim için yazılmış gibiydi. ''Tam 36 yıl saatim çalışmış, ben durmuşum. Gökyüzünden habersiz uçurtma uçurmuşum.'' Öyle muhteşem bir haldir ki o, bunu ancak yaşayan bilir. Tüm gün ağzı açık hayretler içinde etrafa bakarsınız. Artık her şey anlam kazanmıştır. Yıllardır bütün bunları görmeden nasıl yaşamış olduğunuza da hayret edersiniz, her şeyi sizin için yaratmış olan Rabbinizin sanatına ve kullarına olan sevgisini de. Elma da, kedi de, çiçek de, hatta bir çakıl taşı da anlam kazanmıştır artık. Neden yaratıldığımızdan, ''Neden suçsuzlar ölüyor' a kadar tüm sorular cevabını bulmuştur. Artık mottonuz, mesele para kazanmak değil, ''bana bütün nimetleri emaneten bahşeden Rabbimin rızasını kazanmak'' olmuştur. Tüm iş, aile ve sosyal hayatınızı gözden geçirirsiniz. Yanlış bildiğiniz doğrularla, doğru bildiğiniz yanlışlar beyninizde bir infilak oluşturur. Meal, ilmihal, Efendimizin (sas) hayatı, hadisler, tefsirler, sohbetler derken artık ibadetlerini tam olarak yerine getiren bir Müslüman olarak bir ''oh'' çekip tamamdır dersiniz ama asıl imtihanın çok daha girift bir şekilde o anda başladığını bilemezsiniz.
Sayfa 10 - Hayy KitapKitabı okudu
34 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.